AyrılıkSevdaya Dahil şiirini okumak için tıklayın. Attila İlhan tarafından yazılan Ayrılık Sevdaya Dahil şiiri ve diğer şair Attila İlhan şiirleri Antoloji.com'da. karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı AYRILIKSEVDAYA DAHIL. Ayrılık Şiirleri. 30.04.2008. 0. Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili Hic bir ani tek basina yasayamazlar Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili Telasli karanlikta yumusak yarasalar AyrılıklardaSevdaya Dahil. açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan Çünküayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili Ayrılıklarda sevda'ya dahil!Hangi ayrılık dahil degilki sevdalara,sevdalar kısalıyor mu ayrılıklar başlayınca.kopamıyorsun ondan her ne kadar ayrılsada senden,cebinde ki mendil gibi taşıyorsun o sevdigini,her an 25yaşımda derslerimi hala yatağın üzerinde çalışma alışkanlığımı devam ettirirken bugün burada savunmam için toplanmış bulunuyoruz. O mutlu ve kutlu gün geldi sevgili blog dostlarım. Açılın ben kendimi savunacağım. Bugüne kadar hakkı, hukuku ve adaleti, sevgi ve mutluluğu savundum. Sesim bazen çok bazen az duyuldu. NX5ssMv. açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan onu çok arıyorum onu çok arıyorum heryerinde vücudumun ağır yanık sızıları bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili hiç bir anı tek başına yaşayamazlar her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili telâşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sâhili çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fenâ kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı hâlâ kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız Attila İlhan Şu an yanımda olmanı çok isterdim, Ama değilsin. Sen oradasın; Ve orası ne kadar şanslı olduğunu bilmiyor. Nazım Hikmet Ah!’ dedim onu gördüğünü söylemek için arayan arkadaşıma.Ah!’. Ve zaten aklımdan çıkaramadığım kömür karası gözlerinin hapsinde rezil olmuş bir gecenin sabahına zar zor uyandım. Milyon kez aklıma gelişlerini savurmak için uyguladığım en etkili yöntem olan kötü hissettirdiği şeyleri hatırlama’ merasimine geçtim. Telefonunu açmadığı zamanlarda hiç uyuyamadığım geceleri anımsadım. Bir gece nasıl zehir olurdu insana hâlâ iliklerime kadar hissedebiliyorum. Nasıl nefes alamazdım, nasıl dakikaları geçiremezdim. Bir de o uykusuz sabahlarda işe gitmek zorundayken üstelik… – Neden bir insan merak edildiğini bildiği halde, uyuyamayacağımı bildiği halde bunu yapar ki? Çünkü seni önemsemiyordur. Ya da bencildir. Bu düşüncenin arkasından hep söylediği En çok kendini düşüneceksin deyişleri çınladı ona olan sevgimin bana verdiği zararı görmüş olacak ki sıkça tekrarlardı bu ben kendimi zaten düşünüyordum. Ve zaten önce kendi saadetimi düşündüğüm için onun iyi olduğunu duymaya ihtiyaç duyuyordum. Dünyanın en güzel anlarını yaşadığımız sıralarda bir anda alevlenen ansız öfkelerimizi düşündüm. Gülünerek başlanılan gecelerin sonu genelde kavgayla bitiyordu. Sebebi yokken üstelik. Ben şuan dahi o anların aşktan olduğunu biliyorum. Birbirini çok kıskanan, iki öfkeli insan bir aradayken kavga da kaçınılmaz oluyordu. Ama sanki üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum ertesi günlerde. Dünyanın yükünü omuzlamışım gibiydi kavga sonrası günler. Ve açtığı yaralarımı sarmak için uzatmıyordu ellerini. Bir kere özür dilediğini hatırlamıyorum mesela. Hatta bir kere uyuyamadığım bir gecenin akşamı, çift olan arkadaşlarıyla yemeği gidip bana Dün gece için özür dilerim, bana eşlik eder misin? dememesi hala boğazımda bir yumru oluşturuyor. Sevgilim, denize karşı bir bankta sesinden adımı duymak gibi çocukça isteklerim oldu. Bağışla. Ne çok istemiştim aşığı olduğum denize karşı aşık olduğum adamla rakı içmeyi. Değil denize karşı, bir kere bile dışarıda baş başa oturamayışlarımızla perçinledim düşüncelerimi. Bu kadar mı zordu? Asla değildi. Ama yapmadı. O kadar çok söylüyorsun ki yapasım gelmiyor gibi saçma sapan bir cümleyle cevap verirdi. Ondan sonra denize karşı çok rakı içtim. Ilık rüzgar, dalga sesleri ve rakı. Ama o yoktu. Arka fonda aşk şarkıları çalarken ben içimden ona küfürler yağdırıyordum bana böyle bir an yaşatmadığı için. Kavga etmeyi, kalp kırmayı, öfkelenmeyi kendine hak görüyordu ama benim istediğim şeyleri yapmayı hak görmüyordu. Muhtemel bu satıları okuyanlar tek taraflı bir aşk yaşadığımı öyle sevdi o da beni. Güzelim benim’ diye diye. Dünyanın en güzel kadını gibi hissediyordum yaşadığımız. Ve ben 30 lu yaşları yarılarken aşkın çok kötü bir şey olduğuna inanmıştım yeniden. Nefes aldırmayan, uyutmayan, baş ağrıtan hastalıklı bir hal. Hiçbir şey istememiştim ben öyle rahat yaptığımın yüzde birini bile yapmadı. İşte bu düşüncelerle soğuttum içimi gece görüntülü aradım arkadaşımı. Göstersene bi!’ olduğum her zerresiyle oradaydı.Ah!’ dedim.Ah! Bazı acılar neden hiç geçmiyor ?’ Pelin PınarGörün bakın, dünyayı bir gün kesinlikle şiirler kurtaracak. 1. açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın 2. rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan onu çok arıyorum onu çok arıyorum heryerinde vücudumun ağır yanık sızıları bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan 3. ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili hiç bir anı tek başına yaşayamazlar her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sahili çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili 4. yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle 5. sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı hala kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız “Ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili” dizeleri hangi şaire aittir? “Ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili” dizeleri hangi şaire aittir? sorusu Kim milyoner olmak ister? adlı yarışma programında sorulmuş bir sorudur. “Ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili” dizeleri hangi şaire aittir? sorusunun doğru cevabına bakmadan önce lütfen aşağıdaki yorum bölümünden kendi cevabınızı yazabilirsiniz. “Ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili” dizeleri hangi şaire aittir? A. Ece Ayhan B. Attila İlhan C. Özdemir Asaf D. Cemal Süreya “Ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili” dizeleri hangi şaire aittir? Sorusunun Doğru Cevabı Attila İlhan Ece Ayhan nedir?, Attila İlhan nedir?, Özdemir Asaf nedir?, Cemal Süreya nedir? Ece Ayhan ne demektir?, Attila İlhan demektir?, Özdemir Asaf demektir?, Cemal Süreya demektir?

ayrılıklarda sevdaya dahil çünkü ayrilanlar hala sevgili cemal süreya