Kendi yalanını söylediğinde bir insansın sen, ama başkasının gerçeğini yinelediğinde yanlızca bir papağan.. (Suç ve Ceza,Dostoyevski) Toplumda insanlar iki gruba ayrılırlar.Birinci grup insanlar tutucudur,uysaldırlar ,herşeye boyun eğip söz dinlemeyi severler.İkinci grup insanlar yasaları sorgularlar,haksızlıklara Suç ve Ceza, Budala, Kumarbaz, Karamazov Kardeşler İnsancıklar, Ecinniler, Yeraltından Notlar gibi eserleri hayatımıza unutulmaz karakterler ve Dostoyevski sözleri katmıştır. Dostoyevski'nin ise karısı Anna Grigoryevna'yla geçirdiği son on dört yılı hariç –Suç ve Ceza'nın birinci cildinden sonraki eserlerini yazdığı dönemdir- hayatı hakkında öyle derli toplu, muntazam bir bilgi pek yok, olanı ise mektuplaşmalarından ve dönemin diğer yazarlarının hatıratlarında yer verildiği kadarıyla bilebildiklerimizden ibarettir. Suç ve Ceza - Dostoyevski Raskolnikov 'a göre sıradan olmayan insanlar her hakka sahiptirler; insan öldürme gibi. Yapacakları şey insanların yararına olacağından amaçlarına ulaşmak için karşılarına çıkan engelleri aşmak yöntem nasıl olursa olsun onlara mübahtır. DostoyevskiKimdir? Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza, İnsancıklar gibi tanınmış eserlerin yazarı olan Dostoyevski 1821 senesinde Moskova'da dünyaya gelmiştir. Çocukluk dönemi oldukça zor geçen bir yazardır. Babası içki içen sarhoş bir baba iken, anne de sürekli ezilen ve hor görülen biriydi. H02i. Haberler > Dostoyevski'nin En Ünlü Sözleri... Aşk ve Yalnızlık Sözleriyle Dostoyevski... - 1100 Dünya çapında ünlü yazar Rus Romancı Fyodor Dostoyevski, insan zihninin nasıl çalıştığını inceleyerek romanlarında da bunu yansıttı. Özellikle 'son noktaya gelen insanlar'ı konu alan romanlarıyla tanındı. Aşk, yalnızlık gibi insana özgü birçok duyguyu masaya yatırdı ve sözleriyle birçok insanda iz bırakmayı başardı. İşte en güzel ve ünlü sözleriyle Dostoyevski... İnsan kalbinin en karanlık köşelerine psikolojik olarak nüfuz eden Rus romancı ve kısa öykü yazarı Fyodor Dostoyevski'nin birçok sözü günümüz insan davranışına bile ışık tutan cinsten. Gelin o sözlere yakından bakalım. İşte Dostoyevski'nin en önemli sözleri... Fyodor Dostoyevski Hakkında Dostoyevski, kariyerine zor durumdaki yoksul insanlar hakkında kurgu yazarak Dostoyevski, büyük romanlarının en popüleri olan Suç ve Ceza'yı yayınladı. Çok sevilen Budala romanını ise 1867 ve 1869 yılları arasında yazdı. Dostoyevski'nin Budala ile amacı 'tamamen güzel adamı' tasvir etmekti. Sonraki yıllarda kaleme aldığı Karamazov Kardeşler, romanı ise birçok kişi tarafından romanlarının en büyüğü olarak kabul gördü Psikolog Sigmund Freud bu kitabı tüm zamanların en büyük sanatsal başarılarından biri olarak değerlendirdi. Dostoyevski Karamazov Kardeşler'in son bölümünü 8 Kasım 1880'de yayıncısına gönderdi ve kısa süre sonra 28 Ocak 1881'de öldü. Öldüğü sırada Rusya'daki kariyerinin zirvesindeydi ve birçok Rus ölümünün yasını tuttu. Fyodor Dostoyevski'nin Sözleri - 'İçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini.'- 'Sevgi her zaman karşılık görür, kin de.'- 'Tok olan açın halinden anlamaz derler; ama bazen, aç olan da açın halinden anlamıyor'- 'Bir zamanlar mutlu olduğum mekanları tekrar ziyaret etmeyi severim. Geri getirilemez geçmişi, şimdiki anda yeniden şekillendirmeyi severim.'- 'Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.'- 'Bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.'-' Bir insanın sevilmesi için kendini göstermemesi gerekir; yüzünü gösterdi mi sevgi ortadan silinir.'- 'Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler; ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamk. Yoksa hangi balık boğmuş kendini, hangi serçe atlamış damdan.'- 'Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz.'- 'Ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.'- 'Aşk olduktan sonra saadetsiz yaşanabilir.' Aşağıdakiler de İlginizi Çekebilir Yaşam üzerinde sorgulatan Dostoyevski sözleri, geçmişten günümüze kadar her yaştan ve her kesimden insana rehberlik edebilecek nitelikte sözlerdir. Yaşamı sorgulamayı öğreten düşünür, sözleri ve kitapları ile dünya genelinde en bilinen isimlerdendir. Hayatı ve eserleriyle kendinden sonraki yazarlara ve nesillere öncülük etmiş Dostoyevski’nin en anlamlı ve en etkileyici sözlerini derledik. İşte Suç ve Ceza, Budala, Kumarbaz, İnsancıklar yazarı Dostoyevski kaleminden en güzel, en özlü ve ufkunuzu açacak sözler… İlginizi Çekebilir Dostoyevski Kimdir? Hayatı ve Eserleri tıklayın En Unutulmaz Fyodor Mihayloviç Dostoyevski SözleriEn Anlamlı Dostoyevski SözleriDostoyevski Kitap Sözleri ve AlıntılarıFyodor Dostoyevski Unutulmaz SözleriDostoyevski Kitaplarından Alıntılar“Sıkıntı çekmek, insanı olgunlaştırır, terbiye eder.”Dostoyevski Suç ve Ceza Kitap Alıntı SözleriDostoyevski Kitaplarından Alıntılar1- Fyodor Dostoyevski Suç ve Ceza Kitabından 5 Alıntı Sözler 2- Dostoyevski Karamazov Kardeşler Kitabından 5 Alıntı Sözler3- Fyodor Dostoyevski Budala Kitabından 5 Alıntı Sözler4- Fyodor Dostoyevski İnsancıklar Kitabından 5 Alıntı Sözler 5- Dostoyevski Kumarbaz Kitabından 5 Alıntı Sözler 6- Fyodor Dostoyevski Eserlerinden Alıntılar 7- Dostoyevski Yeraltından Notlar Kitabından Alıntı Sözler8- Dostoyevski Beyaz Geceler Kitabından AlıntılarDostoyevski Kumarbaz Kitabından Alıntı SözlerDostoyevski Hakkında Sık Sorulan SorularDostoyevskinin Mezarı Nerede?Dostoyevski Nasıl Öldü?Dostoyevski Evli mi?Yeraltından Notlar Kaç Sayfa?Dostoyevski Ne Zaman Öldü?Karamazov Kardeşler Kitabı Kaç Sayfadır? En Unutulmaz Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Sözleri En unutulmaz Dostoyevski sözleri, geçmişten günümüze kadar birçok insanın hayatında derin izler bırakmıştır. Bu sözleri okuyarak Dostoyevski’nin penceresinden hayata bakabilirsiniz. “Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap veremediğim herkes kendini haklı zannetti…” “Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.” – Dostoyevski Sözleri “Zamana güven, her şey unutulur.” – Dostoyevski Sözleri “Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun.“ “Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz.” – Dostoyevski Sözleri “Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.” – Fyodor Dostoyevski – Kumarbaz “Hayatta hep mutlu olursam hayalini kuracak neyim kalır?” “Tok olan açın halinden anlamaz derler; ama bazen, aç olan da açın halinden anlamıyor…!” – Dostoyevski Sözleri “Sevgi her zaman karşılık görür, kin de.” “İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.” – Dostoyevski – Suç ve Ceza “Ayağının altındaki kaldırım taşları gibi her şey sağır, her şey cansızdır onun için. – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza” “Düşmanların mı var? Ne hoş. Bu hayatta bazı konularda karakterli bir duruş sergilemişsin demektir.” “İnsanlara saygın sonsuz fakat sabrın sınırlı olsun.” İlginizi Çekebilir Ölümsüz Şair Nazım Hikmet Şiirleri ve Sözleri tıklayın “İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor. İyi kadınlarsa kötü adaların balkonlarından gökyüzüne bakarken.” – Dostoyevski Sözleri “İçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini.” – Dostoyevski Sözleri “Bir insanın sevilmesi için kendini göstermemesi gerekir; yüzünü gösterdi mi sevgi ortadan silinir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan, bozulmadan kalabilmen için deniz olmalısın.” “Anacığım, hayatın gerçek yüzünü yazar adı verilen kâğıt karalayıcılarından değil benden öğrenebilirsin.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – İnsancıklar İlginizi Çekebilir Nietzsche “Böyle Buyurdu Zerdüşt” Romanı Detaylı İnceleme Tıklayın “Olgunlaşmak; Hiçbir şeye şaşırmamaktır…” – Dostoyevski Sözleri  “Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlamıyor. Mutsuz bir insanın hassasiyeti çok daha kuvvetli oluyor.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Beyaz Geceler “İnsan aklı çoğaldıkça, can sıkıntısı artar.” – Dostoyevski Sözleri “Ama toplum, muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. Ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip onlara tapıyor… İlk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm, hep geleceğin adamıdır. Birinciler dünyayı korur ve onun nüfusunu çoğaltır, ikincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Kapılarını kilitlemelerini gerektirecek bir şeyleri olmayan insanlar ne mutludurlar, değil mi?”- Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza İlginizi Çekebilir Özdemir Asaf Sözleri ve Şiirleri Bir Şair 32 Şiir tıklayın “Bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.” – Dostoyevski Sözleri “Mantığın durduğu yerde şeytan yardım eder.” – Fyodor Dostoyevski – Suç ve Ceza “Demek beni sevmiyorsun?.. Dünya, hayır anlamında başını salladı. Svidrigaylov umutsuzlukla fısıldadı – Beni… Sevemez misin? Hiçbir zaman?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Yapayalnız olmanın, tek başına kalmışlığın sonsuz acı verici karanlık duygularıyla doluvermişti birden yüreği.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler; ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. Yoksa hangi balık boğmuş kendini, hangi serçe atlamış damdan.” – Dostoyevski Sözleri İlginizi Çekebilir Franz Kafka Kimdir? Kafka Kitapları ve Edebi Kişiliği En Anlamlı Dostoyevski Sözleri En anlamlı Dostoyevski sözleri ile hayata farklı bir pencereden bakabilir ve ruhunuzun derinliklerinde var olan derin anlamları su yüzüne çıkarabilirsiniz. “Hepsinin halinde, en yakınlarının beklenmedik bir felaketi karşısında bile insanlarda her zaman görülen tuhaf bir sevinç duygusu vardı.” – Fyodor Dostoyevski – Suç ve Ceza “Olmaz, bakarsın bir süre sonra ona sarıldığımı hatırladığında, diye düşündü, belki de tiksintiyle ürperir, onun hak etmediğim öpücüğünü çaldığımı düşünür!” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “İyi yürekli akılsız bir aptal, kötü yürekli akıllı aptallar kadar mutsuzdur. Bilinen bir gerçek bu. İşte ben iyi yürekli, akılsız aptalın biriyim. Sen de zeki, kötü yürekli bir aptalsın. İkimiz de mutsuzuz, ikimiz de acı çekiyoruz.” – Dostoyevski Sözleri “Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan.” – Dostoyevski Sözleri “İnsanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir.” “Evlenme boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı.” – Dostoyevski Sözleri “Tanrı olmasaydı her şey mûbah olurdu.” – Dostoyevski Sözleri “İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür.” “Sevmek; Güzel birinde aşkı aramak değil, Bir başkasında; Kendini bulmaktır.” “Hiçbir şeye şaşmamak, çok akıllı olmanın belirtisidir derler; bence aynı ölçüde ve aynı güçte ahmaklık belirtisidir de.” – Dostoyevski Sözleri İlginizi Çekebilir Ölümsüz Şair Nazım Hikmet Şiirleri ve Sözleri tıklayın “Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.” “İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır.” – Dostoyevski Sözleri “Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın, aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur.”  “İnsanoğlu çok derin bir tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım.” “Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine sadık kalmaktır.” “Rus’u kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar.” – Dostoyevski Sözleri “Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatan dosttur. Unutma, kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.” – Dostoyevski Sözleri “Seni benden koparıyorlar. Hayır, hayır! Seni değil; kalbimi koparıp götürüyorlar. Nasıl iştir bu? Hem ağlıyor, hem gidiyorsun.” – Dostoyevski Sözleri “Bir kadının yaşamı; herhangi bir erkeğe boyun eğip bağlanmak için bir arayıştan başka bir şey değildir.” “Herkesin yanlış yaptığı şeyi sen doğru yaparsan; Herkesin yaptığı doğru, senin yaptığın yanlış olur.” – Dostoyevski Sözleri “Bir anne için, evladının kapısında durup, ondan sadaka ister gibi sevgi dilenmekten daha onur kırıcı bir şey olamaz.” “Bil ki, İnsanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma, Yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir.” – Dostoyevski Sözleri İlginizi Çekebilir Nazım Hikmet Kimdir? Hayatı ve Şiirleri Dostoyevski kitaplarından alıntı sözler ile Dostoyevski’nin insan ruhunun analizini en etkili şekilde bahsedişini görebilirsiniz. Bu sözler hayata karşı çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşmanızı sağlayacak. “Ah Tanrım ne uzun bir zaman dilimidir insan ömründe bir anlık mutluluk. Sırf bunun için bir ömür yaşamaya değmez mi?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Beyaz Geceler “Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Pederlerim ve hocalarım , bazen, “Cehennem nedir ?” diye düşündüğüm olur. Bence cehennem, sevememekten doğan bir acıdır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. Normal bir insanın anlayış gücü çok olmamalıdır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Ezilen bir adama, etrafındaki herkesin velinimet kesilmesi son derece ağır gelir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Olaylar elle tutulur, olaylar kendini belli eder, olaylar her şeyi açığa vurur ama duygular başka şeydir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler Cilt 2 İlginizi Çekebilir Eski Sevgiliye Söylenecek En Kapak Sözler tıklayın “Olaylar elle tutulur, olaylar kendini belli eder, olaylar her şeyi açığa vurur ama duygular başka şeydir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler Cilt 2 “Bazı garip dostluklar vardır. İki dost ellerinden gelse birbirlerini yerler ya, yine de içtikleri su ayrı gitmez ömürleri boyunca. Birlikte olmadan edemezler. İkisinden biri aklına esip de bu dostluk bağını koparayım dese, hemen ertesi gün yatağa düşer, belki kederinden ölebilir bile.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Cinler “Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Kumarbaz İlginizi Çekebilir En İyi 10 Belgesel Film Önerisi  İlginizi Çekebilir Aliya İzzetbegoviç Sözleri “Olaylar elle tutulur, olaylar kendini belli eder, olaylar her şeyi açığa vurur ama duygular başka şeydir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler Cilt 2 “Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. Normal bir insanın anlayış gücü çok olmamalıdır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Ah Tanrım ne uzun bir zaman dilimidir insan ömründe bir anlık mutluluk. Sırf bunun için bir ömür yaşamaya değmez mi?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Beyaz Geceler “Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Pederlerim ve hocalarım , bazen, “Cehennem nedir ?” diye düşündüğüm olur. Bence cehennem, sevememekten doğan bir acıdır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Gerçekçinin imanı mucizeden doğmaz; iman, mucizeleri doğurur.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Kardeşlerim sevgi eğitici bir güçtür, ancak elde edilmesi zor, aşırı çaba isteyen bir iştir. Çünkü belirli bir an için değil sonuna kadar sevebilmek gerekir…” Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Ne ben herhangi birine benziyordum, ne de herhangi biri bana benziyordu. Ben tek başımaydım, onlarsa hep birlikteler diye derin düşüncelere dalıyordum…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yer Altından Notlar “Ruhumuzda aynı anda iki sonsuzluk vardır. Biri sayısız yüksek ideallerle doludur, öbürü ayaklarımızın altında en alçakça, en adice şeylerle dolu olan bir uçurumdur.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler Cilt 2 “Kimi zaman insanda hayvanca’ bir zalimlik olduğundan dem vurulur ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler İlginizi Çekebilir Dostoyevski Kimdir? Hayatı ve Eserleri “İnsanlık, üstün asta insanca davranması, memur yazıcıya, yazıcı kapıcıya, kapıcıdan köylüye kadar herkesin toplumsal düzende kendinden aşağıda olanlara iyi davranması beklenen devrimin, yeniden doğuşun temel taşı olabilir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Öyküler “Şimdi neyim ben? Bir sıfır. Yarın ne olabilirim? Yarın, dirilip yeniden yaşamaya başlayabilirim! Tümüyle mahvolup gitmeden önce, içimdeki insanı bulabilirim.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Kumarbaz “Aşk!.. Aşk her şeydir. Aşk bir kızın, değeri elmaslarla ölçülemeyecek servetidir. Böyle bir aşk için her şeyini verecek, bile bile ölüme gidecek erkekler vardır. Ya seninkinin değeri nedir?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Her aşk geçicidir ama uyumsuzluk bakidir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ezilenler İlginizi Çekebilir Mutlaka Okumanız Gereken En İyi 15 Macera – Polisiye Romanlar [ ✅ 2021] Fyodor Dostoyevski Unutulmaz Sözleri Fyodor Dostoyevski unutulmaz sözleri ile yalnızlığın ve hiçbir yere ait olmamanın derin anlamını ruhunuzun en derinlerinde hissedebilirsiniz. “Doğruluk yolundan ayrılmayanların, ermişlerin ve din uğruna ölenlerin hepsi mutluydu.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Bizler günahla, haksızlıkla, çeşitli dalaverelerle kapalıyız, ama dünyanın bir köşesinde kutsal, büyük birisi var; o, hak yolundadır, hakka ulaşmıştır, öyleyse dünya da hak vardır; günün birinde bize de gelmesini bekleyebiliriz. Kitapların vaat ettiği gibi, bir gün bütün dünyada hükmünü sürmeye başlayacaktır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler İlginizi Çekebilir Başarılı Olmanın Yolları Başarı Maratonunda 40 Altın Kural “Ne ben bir kimseye benziyordum, ne de bir başkası bana. “Onlar hep birlikte, bense onlardan farklıydım” diye derin düşüncelere dalıyordum. Bundan da anlaşılıyor ki, henüz çok toydum.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Böylece çok ilgi çekici, değerli yönleri olan, meraklı, yer yer gizemli hatta birçok fantastik olaylarla dolu hikayem tam bir melodram dekoru içinde geçtiği halde, ben inadına düpedüz, silik, belki de aptalca bir çocuktan başka bir şey değildim.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Netoçka Nezvanova “İnsan yapıcıdır, yeni yollar açmayı sever; bu su götürmez bir neden acaba bir yandan da yıkmaya, her şeyi kaos haline getirmeye bayılır?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Büyük düşünceler büyük bir zekâdan çok, büyük bir kalpten doğarlar.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Kadın Budalası İlginizi Çekebilir Dostoyevski Yeraltından Notlar Konusu, Özeti ve Analizi “Bir insanı, hele hele bir çocuğu iyi yola sokmak istiyorsan itip kakmayacaksın onu… Çocuklara bir kat daha özenle davranmak gerekir. Ah siz ilerici kafasızlar, dünyadan haberiniz yok! İnsana saygınız yok.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Aslında para insana yetenek bile kazandırdığı için aşağılık, nefret edilecek bir şeydir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Budala “İnsanlara sevgim uğruna çalışmaktan beni soğutacak tek şeyin nankörlük olduğunu.’ söyledi ” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Hayır efendim, asaleti olmayan bir harekete yanaşmazdım ben..” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Asıl kötülüğüm nereden geliyor bilir misiniz baylar ? En büyük kepazeliğim her an, en kızgın anlarda bile, hiç de kötü, hırçın bir insan olmadığımı, sadece serçeleri ürküten kaynana zırıltıları misali kuru gürültü çıkardığımı utana sıkıla idrak etmemdir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Kendimi türlü türlü şekillere sokarak hırpalamamın , işkence etmemin sebebini soracak olursanız, size, boş durmaktan canım sıkıldığı için çeşit çeşit marifetleri denedim, diye cevap veririm ki, gerçekten de öyle. Siz de kendinizi iyice bir yoklayacak olursanız, bunun böyle olduğunu anlarsınız baylar.”– Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “İnsan kendisine olan saygısını, onurunu ve güvenini yitirdiği an işi bitmiş demektir. Alabildiğine bir baş aşağı düşüş yaşar.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – İnsancıklar “Bir kere kendini duygularına kaptır, bir anlığına şuurunu susturup, düşünmeden , esas aramadan hareket et, nefret et, sev, daha doğrusu boş durmamak için bir şeyler yap bakalım. En geç öbür gün bu bilinçli kandırmaca yüzünden kendi kendini küçümsemeye başlarsın. Sonuç sabun köpüğü ve adalet.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Amacına ulaşmak için hiçbir şeyi hor görme. Tam ulaşamazsan bile dene; belki başarırsın… Hepimizin güvenimizi bağladığımız şu “belki” hiç de azımsanmayacak bir umuttur.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Netoçka Nezvanova İlginizi Çekebilir Nietzsche Sözleri tıklayın “Fakat en çok dokunan da her yerde ve her zaman haklı ya da haksız bir çeşit doğa yasasına boyun eğer gibi, herkesten önce kendimi suçlu görüyor olmamdı.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Övülmekten hoşlanmayan bütün temiz, mert, iyi yürekli insanlar gibi sözlerimden sıkılmıştı - Çay ister misiniz ? diye sözü değiştirdi.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ezilenler “Evet, sadece bizim ülkemizde en aşağılık, en adi insanlar aynı zamanda çok namuslu olabilirler.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Bir sihir ya da mucizeli bir güç, son yıllarda geçirdiklerimi unutturabilse, dinç bir kafayla, yeni bir güçle her şeye yeniden başlasam…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ezilenler “Yılları bir uyur gezer gibi peş peşe harcamak, dünyadan bihaber yaşamak , ne bedbahtça!” Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – İnsancıklar “Gerçek hayat da zorlu, ıstıraplıydı… Biri göğsünden kalbini söküyormuşçasına acı çekiyordu…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Öteki “İyiyi, “yüce ve güzel her şeyi” anladıkça bataklığıma daha çok batıyor, canlılığımı daha çok yitiriyordum.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yeraltından Notlar “Bence, şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, insanoğlu uydurmuşsa onu; kendine bakarak, kendisini örnek alarak uydurmuştur.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Karamazov Kardeşler “Gözlerimden yaşlar boşandı. Sanırım, ömrümde ilk kez oluyordu böyle bir şey. Gözyaşlarımı bir türlü tutamıyordum.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Kumarbaz “Ah, keşke hemen düşebilsem yollara! Yarın yeniden doğmuş gibi olabilsem!” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Kumarbaz “Sonra şöyle dedi Konuşmak istiyor, konuşamıyordum.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Beyaz Geceler Dostoyevski Kitaplarından Alıntılar Dostoyevski sözleri, Rus yazar Dostoyevski’nin insan yalnızlığına çok farklı bir pencereden baktığının en belirgin göstergesidir. Dostoyevski sözleri ile hem yazara hem de dünyaya karşı çok daha bilinçli ve farklı bir pencereden bakabilirsiniz. “Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır.” “Bir katilden daha cani insanlar gördüm. Umudumuzu öldürenleri gördüm.” “… ama karı koca ya da iki sevgili arasında geçen olaylar üzerine asla kesin konuşmayın. Bu işlerde yalnızca ikisinin bildiği, dünyada başka hiç kimsenin bilmediği, haberinin olmadığı gizli bir nokta her zaman vardır.” Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini! Evet, böyledir!” “Nefrete sevgiden fazla güvenirim. Çünkü, nefretin sahtesi olmaz!” “Dünyada herkesten çok kendini sev, çünkü dünyada her şey kişisel çıkarlara dayalıdır. Eğer bir tek kendini seversen, işini gerektiğince yaparsın, kaftanın da bölünmeden, bütünüyle senin üzerinde kalır. Bu arada ekonomi, bu bilimsel gerçeğe şunu ekliyor; Toplumda ne kadar çok insanın işleri yolunda olursa, diğer bir deyişle, kaftanlar ne kadar bütün kalırsa, toplumun temelleri de o kadar sağlam ve genel gidiş o kadar yolunda olur.” “Burada insanın en ağrına giden ne biliyor musun? Onların yalan söylemeleri değil; yalan her zaman bağışlanabilir; tatlı bir şeydir çünkü yalan, insanı önünde sonunda gerçeğe götürür. Burada insanın ağrına giden şey, onların yalan söylemeleri değil, söyledikleri yalana kendilerinin de inanmaları.” “İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!” “Yoksulluk ayıp değildir, doğru, ama sarhoşluk da erdem değildir kesinlikle. Fakat sefalet ayıptır. İnsan yoksul da olsa ruhundaki asaleti koruya bilir. Fakat, sefalete düşünce asla… Bir kimseyi sopa ile toplumun dışına atamazlar, daha da alçaltmak için süpürürler. Doğrudur da… Çünkü sefalete düşünce kendimi ilk suçlayacak benimdir. İnsan kendi yüzünden meyhaneye düşer.” “Ağlaya sızlaya da olsa alışmışlar. İnsanoğlu denen aşağılık yaratığın alışamayacağı hiçbir şey yok galiba!” “Ben yalanı severim! Yalan, insanların bütün öteki yaratıklara karşı biricik üstünlüğüdür! Yalan söylersin ve böylece gerçeğe ulaşırsın! Ben yalan söylediğim için insanım. Önceden on dört kez, hatta belki de yüz on dört kez yalan söylemeden hiçbir gerçeğe ulaşılmamıştır. Ve bu kendine göre onurlu bir iştir. Oysa biz yalanı bile kendimiz kıvıramayız! Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın, ikincisinde ise bir papağan! Biz şimdi neyiz? Biz şimdi ayrıcalıksız hepimiz, bilimde, gelişmede, düşüncede, buluşta, ülküde, istekte, liberalizmde, akılda, tecrübede, her şeyde, her şeyde, her şeyde daha kolej hazırlık sınıfındayız! Başkalarının aklıyla yetinmek hoşlarına gidiyor, alışmışlar bir kez!” “Sıkıntı çekmek, insanı olgunlaştırır, terbiye eder.” “Ben bir insanım, yanıldığım için insanım. En azından on dört defa hatta belkide yüz on dört defa yanılmadan insan hiç bir gerçeğe ulaşamaz.” “İnsan aklı, algılaması, tutkuların tutsağı oluyor çoğu kez. Ben belki de ondan çok kendime kıydım…” “Hepimiz bir parça deliyizdir. Şu küçük farkla ki, hastalar’ bizden biraz daha delidirler. Burada bu küçük noktanın altını çizmek gerekir. Kusursuz insanlara gelince, doğrusu bunlar hemen hemen yok gibidir. On binde, belki de yüz binde bir rastlanır böylelerine, üstelik de oldukça zayıf örnekler olarak…” “Son âna dek, bir insanı sırf iyilikten tavuskuşlarıyla süslerler, kötü bir şey gelmez akıllarına; madalyonun öbür yüzünü hissetseler bile, daha önceden kendilerine tek bir kelime etmezler; tek bir düşünceye saplanırlar; iki elleriyle birden uzaklaştırırlar gerçeği, ta ki süsledikleri kişi onlara kendi burnunu gösterinceye kadar.” “İnsan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır. Her şeyin, geçilmesi tehlikeli olan bir sınırı vardır. Bu sınır bir aşıldı mı artık geriye dönüş yoktur.” “İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar, bu kez belki daha mutsuz olur!” “Kurnaz insanlar böylesi basit şeylerden tuzağa düşerler. İnsan ne kadar kurnazsa, basit şeylerden tuzağa düşürüleceğinden o kadar az kuşku duyar. Çok kurnaz bir insanı özellikle de en basit şeylerden tuzağa düşürmek gerekir.” “Bu dünyadan insan insana ancak kötülük edebiliyor, anlamsız birtakım biçimcilikler nedeniyle bir damla olsun iyilik yapabilme hakkına sahip değiliz.” “Senin en büyük günahın kendini boş yere öldürmen, kendini harcamandır. Böyle korkunç bir şey olamaz! Hem nefret ettiğin böyle bir çirkefin içinde yaşıyorsun, hem de bu davranışınla hiç kimseye en ufak bir yardımın dokunmadığını hiç kimseye en ufak bir yardımının dokunmadığını, hiç kimseyi hiçbir şeyden kurtarmadığını biliyorsun. Bundan daha korkunç bir şey olabilir mi?” “Biliyor musun, o sıralar durmadan kendime şunu sorardım Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını kesin olarak biliyorum, öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra, herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini… İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini! Ya, böyle işte! Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bu bundan sonrada böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!” “Ne tuhaf oluyor şu insanlar! Kimse, içinden mucize olduğuna inansa bile itirafa yanaşamaz! Siz bile, Belki de yalnızca rastlantıdır,’ diyorsunuz Kendi düşüncelerine karşı öyle büyük korkuları oluyor ki insanların, tahmin edemezsiniz!” “Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, koşullara bağlıdır Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir.” “Dünya hassas kalpler için cehennemdir.” Dostoyevski Suç ve Ceza Kitap Alıntı Sözleri Fyodor Dostoyevski tarafından kaleme alınan Suç ve Ceza alıntı sözleri, insan ruhunun en derinliklerine inen niteliktedir. Hayata farklı bir bakış açısı katan Suç ve Ceza kitabından alıntı sözleri okuyarak daha öncelerde verdiğiniz anlamların aslında çok farklı detaylar barındırdığına şahit olacaksınız. İşte Suç ve Ceza kitabından alıntılanan Dostoyevski sözleri… “Burada aptalca sayılan bir şey, yarın komünde akıllıca görünecek; burada şimdiki şartlar altında doğal olmayan bir şey, orada tamamen doğal sayılacaktır…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Kimi zaman hayatta hiç tanımadığımız kişilerle öyle karşılaşmalar olur ki, kendileriyle daha bir kelime konuşmadan ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlarız.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Acı ve üzüntü, vicdan ve derin bir yürek için her zaman zorunludur.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “İnsan ne kadar kurnazsa, basit şeylerden tuzağa düşürüleceğinden o kadar az kuşku duyar.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “İnsanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Sonsuz bir karanlığın sonsuz bir denizin ortasında ayakta durabilecek bir kaya parçasının üstünde sonsuza kadar durmaya razıydı, bile bile ölmektense. Yaşamak, sadece yaşamak! Hayat ne olursa olsun yaşamak…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza  “Acı ve ıstırap daima büyük bir zeka ve derin bir yürek için kaçınılmazdır. Gerçekten büyük insanlar, sanıyorum ki, yeryüzündeki en büyük üzüntüye sahiptir.” Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Bir insanı, hele hele bir çocuğu iyi yola sokmak istiyorsan itip kakmayacaksın onu… Çocuklara bir kat daha özenle davranmak gerekir. Ah siz ilerici kafasızlar, dünyadan haberiniz yok! İnsana saygınız yok.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir. Bir tek şey söz konusuydu burada, cesaret!” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Önce biraz ağladılar ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Sevimli bir şeydir yalan, çünkü gerçeğe götürür bizi. Hayır, kötü olan, yalan söylerken söyledikleri yalana kendilerinin de inanmaları.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, şartlara bağlıdır. Herşeyi belirleyen çevredir, insansa bir hiçtir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Zeka, bence parlak bir varlık, tabiatı güzelleştiren bir süs, hayatın bir tesellisidir.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Çok doğru bir görüş, dedi doktor. Bu anlamda gerçekten de hepimiz, hem de çokluk hepimiz deliyiz. Ne var ki “hastalar” bizlerden biraz daha fazla delidirler. İşte bu ince çizgiyi unutmamalıyız. Aslında ruh dünyası uyum içinde olan insan hemen hiç yoktur. Bir gerçektir bu. Onlarca, belki yüzlerce insanda bir rastlanır böylesine, onun bile tam anlamıyla uyumlu değildir ruh dünyası…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Çok ufak şeyler” ama önemli olan da bu ufak şeyler. İşte her zaman bu ufak şeyler mahveder her şeyi…“ – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “… ama karı koca ya da iki sevgili arasında geçen olaylar üzerine asla kesin konuşmayın. Bu işlerde yalnızca ikisinin bildiği, dünyada başka hiç kimsenin bilmediği, haberinin olmadığı gizli bir nokta her zaman vardır.” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Hayat, çok usta bir yalancı,” dedi Raskolnikov…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Her şeyi konuştular mı, yoksa konuşmaya gerek kalmadan mı anlaştılar? Çünkü kimi zaman böyle olur; Sözler hiçbir işe yaramaz. İnsanlar, birbirlerinin fikrini gözlerinden anlarlar…” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza “Söyle bayım, acıyor musun bana?” – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Suç ve Ceza Dostoyevski Kitaplarından Alıntılar Rus Yazar Dostoyevski, kitaplarında kendi iç dünyasını en etkili şekilde anlatıyor. Kendinizden parçalar bulabileceğiniz roman yazarının eserlerinden alıntılarını okuyarak onun iç dünyası hakkında birçok fikir elde edebilirsiniz. 1- Fyodor Dostoyevski Suç ve Ceza Kitabından 5 Alıntı Sözler Gece ne kadar karanlıksa yıldızlar o kadar parlaktır, keder ne kadar derinse Tanrı o kadar yakındır. Suç ve Ceza, Dostoyevski Bazen bize tümüyle yabancı kişiler ilk bakışta dikkatimizi çeker, bir şekilde aniden, hiçbir söz konuşulmadan hem de… Suç ve Ceza, Dostoyevski Bazen bize tümüyle yabancı kişiler ilk bakışta dikkatimizi çeker, bir şekilde aniden, hiçbir söz konuşulmadan hem de… Suç ve Ceza, Dostoyevski Acı ve ızdırap, derin bir yürek ve üstün bir zekâ için kaçınılmazdır. Büyük insanlar dünyaya dair büyük üzüntüler içinde olsalar gerek. Suç ve Ceza, Dostoyevski Düşlerle avutup duyuyorum kendimi. Suç ve Ceza, Dostoyevski 2- Dostoyevski Karamazov Kardeşler Kitabından 5 Alıntı Sözler Bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim. Karamazov Kardeşler, Dostoyevski Cehennem nedir? Zannımca sevememektir. Karamazov Kardeşler, Dostoyevski İnsanlığı bir bütün olarak ne kadar sevsem tekil olarak insandan o kadar nefret ediyorum. Karamazov Kardeşler, Dostoyevski Güneşi görebiliyorum ama göremiyor olsaydım bile varlığını bilirim. İşte güneşin orada olduğunu bilmek, yaşamaktır. Karamazov Kardeşler, Dostoyevski İnsanın varlığının gizemi sadece yaşamak değil yaşamak için bir neden bulmasındadır. Karamazov Kardeşler, Dostoyevski 3- Fyodor Dostoyevski Budala Kitabından 5 Alıntı Sözler “İnsanın önünden geçtiği bir ağacı görebildiği için mutlu olmamasına şaşırıyorum.” Budala, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri Korkak, korkar ve kaçar… Korkan, ama kaçmayan, henüz korkak değildir.” Budala, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “En kötüsünü bilip mutsuz olmak, boş hayallerle mutlu olmaktan iyidir.” Budala, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Dünyayı güzellik kurtaracak.” Budala, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Belki de düşündüklerinizin en önemlisini başkasına açmadan bu dünyadan göçer gidersiniz.” Budala, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri 4- Fyodor Dostoyevski İnsancıklar Kitabından 5 Alıntı Sözler “…biz insanlar, gökteki kuşların kaygısız ve masum mutluluğunu da kıskanmalıyız.” İnsancıklar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Sen ne dersen de iki gözüm; toplumun yoksul insana saygısı yoktur.” İnsancıklar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Hem gülmek hem ağlamak geliyor içimden!” İnsancıklar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Kafamdaki düşünceler de tuhaf, onların da bir ağrısı var sanki.” İnsancıklar, Dostoyevski “Anıların güzel olanları da kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir.” İnsancıklar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri 5- Dostoyevski Kumarbaz Kitabından 5 Alıntı Sözler “Gelecek demek benim için yalnızlık, gereksiz varoluş, bayat bir yaşantıdan başka bir şey değil.” “İster budalaca, ister akıllı sözler olsun, yanınızda durmadan konuşmak, konuşmak, konuşmak istiyorum.” Kumarbaz, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.” Kumarbaz, Dostoyevski “Ben sizden akıllı öğüt değil, beni sanki bütün hayatı boyunca sevmiş birinden kardeşçe anlayış bekliyorum.” Kumarbaz, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “İnsan bazen en imkansız, en çılgın düşünceye, sanki bir şeyler olacakmışçasına öyle bir inanır ki, gerçek olması için olmadık fikirler geçer aklından.” Kumarbaz, Dostoyevski 6- Fyodor Dostoyevski Eserlerinden Alıntılar “Ama nasıl olur da anlatacak bir hikayeden olmadan yaşayabiliyorsun?” Beyaz Geceler, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Sevmek, acı çekmektir, yoksa sevmek olmaz.” Yer Altından Notlar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “İnsan sadece dertlerini sayar da mutluluğunu hesaplamaz.” Yer Altından Notlar, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Tanrım, bir anlık saadet neden bir ömre yetmez?” Beyaz Geceler, Dostoyevski – Dostoyevski Sözleri “Hiç tanımadığınız birinin gülüşü daha ilk karşılamanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz.” Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski 7- Dostoyevski Yeraltından Notlar Kitabından Alıntı Sözler “Beni kıyametin kopmasıyla çaysız kalmam arasında bir seçime zorlasalar, dünyanın batmasını umursamaz, çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım.” “Kullanabildiğim tek dış etki ise okumak, yine okumaktı. Okumanın bana çok yardımı dokunuyordu; coşku veriyor, zevk veriyor, acı veriyordu.” “Böyle bir aşk için her şeyini verecek, bile bile ölüme gidecek erkekler vardır. Ya seninkinin değeri nedir?” “Kişi uygarlığa bulaştıkça eskisinden daha iğrenç olmasa, daha fazla kan dökmese bile, daha kötü can aldığı bir gerçektir.” “Eskiden insanlar hak için kan dökerler, bu yüzden rahatça birbirlerini öldürürlerdi. Çağımızdaysa, insan öldürmek suç sayıldığı halde yine de cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.” “Fakat, bilir misin, bir babanın gözüne en çok kızının gönül verdiği erkek kötü görünür. Bu, her yerde böyledir. Ailelerin çoğunda o yüzden anlaşmazlıklar çıkar.” “Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir?” – Dostoyevski Sözleri “Elimizden kitapları alsalar o saat şaşkınlık içinde kendimizi kaybederiz. Ne tarafa yürüyeceğimizi, kimden yana çıkmak, kimi saymak, kimi hor görmek gerektiğini bilemeyiz…” 8- Dostoyevski Beyaz Geceler Kitabından Alıntılar “Dostluğa ise hazırım, işte size elimi uzatıyorum… Ama aşk kesinlikle olmaz, size yalvarıyorum!” “Yüreğim konuşurken ben susmayı beceremem.” “En güzel yıllarımı heba etmişim! Artık bunun farkındayım ve fark etmiş olmaktan acı duyuyorum.” “Bu mektupta size ne bir sitem ne bir suçlama okuyacaksınız. Yüreğinizde yer edemediğim için sizi suçlamam. Yazgım böyleymiş.” “Kasvetli, yağmurlu, karanlık bir gündü, tıpkı yaklaşan yaşlılığım gibi.” “Mutluluk ve neşe, insanı nasıl güzelleştiriyor! Yürek, sevgiyle nasıl da kaynıyor! Sanki kendi yüreğini alıp bir başkasının yüreğine dökmek istiyorsun. Herkesin neşelenmesini, herkesin gülmesini istiyorsun. Mutluluk, nasıl da bulaşıcı.” “Her şey bir başkasına aitken, hiçbiri benim için değilken nasıl bu kadar kör olabilirim? Hatta bana karşı sevecenliği, alakası, sevgisi bile, kısa süre sonra birisiyle buluşacak olmanın verdiği bir mutluluk ve bu mutluluğu benimle paylaşma arzusundan başka bir şey değilken?” “Böyledir, mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu da daha çok hissederiz. Bu, seyrelmeyen, tersine, yoğunlaşan bir duygudur…” “Mutlu bir insan çekilmez oluyor bazen.” – Dostoyevski Sözleri “O kadar iyi bir insansınız ki bunu hissetmemek için taş yürekli olmak gerek. Biliyor musunuz şimdi aklıma ne geldi? İkinizi kıyasladım. Neden o, siz değil? Neden o da sizin gibi değil? O sizden daha kötü biri ama onu sizden fazla seviyorum.” “Tanrım, her şey nasıl bitti böyle! Nasıl bir son bu!” – Dostoyevski Sözleri Dostoyevski Kumarbaz Kitabından Alıntı Sözler “…söylediklerim ne denli bayat, ne denli bayağı, gülünç olursa olsunlar, gerçeğin ta kendisidirler.” “Yalnızca yaşama değil , kişisel olduğu kadar toplumsal çıkarlara da yabancı kalmış, geçmişinizle tüm bağlarınızı koparmışsınız. Kazanma hırsıyla dolmuş içiniz.” “Ah şu kendini beğenmiş insanlar; ne geveze olurlar!” “Kumarbazlar insanın bir gün boyunca elinden iskambil kâğıtlarını bırakmadan, hatta sağına soluna bile bakmadan bir sandalyede oturabileceğini gayet iyi bilir.” “Erkeklerin hepsi horoz gibidir; bıraksaydınız da dövüşselerdi.” “Belki de kazanmaya çok ihtiyacınız vardı. Tıpkı uçuruma düşen birinin bir tutam ota sarılması gibi.” Dostoyevski Hakkında Sık Sorulan Sorular Dostoyevskinin Mezarı Nerede? Rus yazar Dostoyevski'nin mezarı yaşadığı yerde, Rusya'dadır. Dostoyevski Nasıl Öldü? Dünyaca ünlü yazar Fyodor Dostoyevski, ciğer kanamasıyla yatağa düştükten sonra 1881 yılında hayatını kaybetti. Dostoyevski Evli mi? Dostoyevski hayatı boyunca 2 kez evlenmiştir. Bu evliliklerinden biri Maria ile diğeri ise Anna'yladır. Yeraltından Notlar Kaç Sayfa? Dostoyevski tarafından kaleme alınan Yeraltından Notlar kitabı 160 sayfadan oluşur. Dostoyevski Ne Zaman Öldü? Fyodor Dostoyevski, 9 Şubat 1881'de yaşamını yitirmiştir. Karamazov Kardeşler Kitabı Kaç Sayfadır? Dostoyevski tarafından kaleme alınan Karamazov Kardeşler eseri, 1008 sayfadan oluşur. Bu yazıyı puanlamak için tıklayın! ♦ Biri eğer gözlerini senden kaçırıyorsa; emin ol ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır. ♦ Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, kendini bulmaktır. ♦ İnsanların saadet kadar felakete de ihtiyacı vardır. ♦ İster tatlı, ister acı olsun, hatıra insana ıstırap verir. ♦ İnsanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlayamaz. ♦ Büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar. ♦ İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar. ♦ Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan. ♦ Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatan dosttur. Unutma, kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur. Bil ki, İnsanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma, Yokluğu birşey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir. Kalp birkez kırıldı mı, Hiç kimseye aldırmaz ve hiçbirşeyi umursamaz. Belki mutluluğun sonu, ama huzurun başlangıcıdır bu. Ne garip değil mi ? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, Sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız. Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır. İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır. Tok olan açın halinden anlamaz derler; ama bazen, aç olan da açın halinden anlamıyor…! Hayatta hep mutlu olursam, Hayalini kuracak neyim kalır? Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun. Hiçbir şeye şaşmamak, çok akıllı olmanın belirtisidir derler; bence aynı ölçüde ve aynı güçte ahmaklık belirtisidir de. Güzel bir kadın göze, İyi bir kadın kalbe hoş görünür. “Birincisi pırlanta gibi ama geçici, İkincisi mutluluk kadar gerçekçidir. Hayata yeniden başlasaydım, saniyelerin nabzını tutardım. Rahatlıkla mutluluk olmaz. Mutluluk acıyla elde edilir. İnsanoğlu hayata mutlu olmak için gelmemiştir. Kadını kalkındıran,onu uçurumun dibine kadar yuvarlanmaktan koruyarak hayata yeniden doğmasını sağlayan biricik kuvvet aşktır. Birini terk etmeye karar verdiğinde o kararın altında yatan gerçek Aslında senin çoktan terkedilmiş olduğundur… Bazen susarsın.. yenilmiş sanırlar seni, eksik ve yaramaz. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz. Kadınlar sözleriyle değil, gözleriyle konuşur aslında. Bu yüzden onları anlamak için dinlemek yetmez, izlemek gerek yalnızca. Kimbilir insanların seni aşağılaması belki daha iyidir. Böylelikle hiç olmazsa kendilerini sevmek zahmetinden kurtarıyorlar. Bazı insanlar gülüşleriyle kendilerini büsbütün ele verirler, siz de onun bütün iç yüzünü bir anda anlayıverirsiniz. Hatta hiç şüphe yok ki zeki bir gülüş bazen iğrenç olur, iyi görebilmek için her şeyden önce içten olmak gerekir. Gülüş, ruhun hiç şaşmayan aynasıdır. Yalnız çocuklar kusursuz bir gülüşle gülmesini bilirler. Gururlu bir insan, ancak kendini bilen ve kendini büyük bir titizlikle sorgulayıp, küçümseyen insandır. Buluşlar gerçekleştirenler, dahiler alanlarıyla ilgili çalışmalarının ilk yıllarında çoğu kez son yıllarında da toplum tarafından hep birer salak olarak görülmüşlerdir. İnsanın yaptığı yanlışlardan en büyüğü, başkaları karşısında gülünç olmaktan korkmasıdır. İnsan daima başına gelen felaketleri sayar, sevinçleri değil. Eğer saysaydı, dün…yanın kendisine yeterince mutluluk sunmuş olduğunu anlardı. Elindeki güç kadar oluyor, insanın isyanı da! İnsan, hayata iki anlam yükler Biri ağlarken, diğeri gülerken ve tek bir kere kıymet bilir; O da elindekini kaybederken. Mutlu olmanın iki yolu var Ya isteklerinizi azaltacaksınız ya da imkanlarınızı zorlayacaksınız. Her şey üstüne üstüne geliyorsa, Belki de sen ters gidiyorsundur.. Bir kadın bakıyor pencereden. Mutsuz. Bir adam geçiyor karşı kaldırımdan. Umutsuz… Aşk, tam ortada duruyor. Adam bakıyor. Kadın ağlıyor. Aşk, geçip gidiyor. Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor. Başarılı olmayı hedefleyen bir kimsenin, başına gelecek zararları ve yıkımları da göze alması gerekir. Bu da, sağlam bir kişiliğe sahip insanlarda bulunabilir ancak. Üstün zekalı insanlarda paradokssal düşünceler oluşur. Onlar yaşamları boyunca bu düşüncelerinden dolayı ızdırap çekerler. Ve düşünceleriyle birlikte yaşamanın bu denli acı verici, hatta imkansız olması için yüksek bir fiyat ödemişlerdir. Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptığınız zaman yaşam öyle güzel ki. Erkek, ulaşamadığı kadını lanetler. Kadın, ulaşamadığı erkeğe “aşk” der. Dünya mı yıkılsın yoksa bir bardak çay mı içersin?” deseler.. “Ben çayımı içtikten sonra dünyanın canı cehenneme” derdim. Acı ve acı çekme, büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır… İnsanlar aptal olmasalar bile, şunu söyleyeyim ki, dehşetli nankördürler. Evet, hem de eşi bulunmaz bir nankör. Bana kalırsa insanı, iki ayaklı nankör yaratık diye tarif edebiliriz. Bu kadarla yetinirsek, en önemli kusuru unutmuş oluruz. İnsanın en büyük kusuru Erdemsizliğidir. İnsanlığa hizmet yolunda büyük işler başarmayı düşlüyorum sık sık, gerçekten de insanların mutluluğu uğruna çarmıha gerilmeye bile giderim belki, ama öte yandan bir insanla aynı odada iki gün yalnız kalmaya dayanamam, bunu deneyimlerimden biliyorum. Bana yakın olunca kişiliği onurumu eziyor, özgürlüğümü kısıtlıyor. Gelgelelim, kişilerden nefret ettiğim ölçüde insanlığa olan sevgim artıyor. Kadın, her ihtiyacını karşılayacak tek bir erkeği ister. Erkek ise, tek ihtiyacını karşılayacak her kadını. Gerektiği zaman ağlamaktan çekinme. Çünkü gözyaşları, söyleyemediklerini söylemek içindir. Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler..Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak !..Yoksa hangi balık boğmuş kendini ; Hangi serçe atlamış damdan. Bir insanın en iyi tarifi iki ayaklı ve nankör olmasıdır. Bir gün sana dair yazacak yer olursa, o yerde ilk karşılaşmamızı anlatırım ; Bu, bir şey ifade etmeyen boş bir hikayedir !..Ama ben ondan tam bir pramit yaptım…! Baş kaldıranları her zaman yenecek üç güç vardır yeryüzünde bunlar; mucize, sır ve otoritedir. Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır. Bil ki, mutlu son’ diye birşey yoktur. Çünkü, Bir şeyde son’ varsa orada mutluluk yoktur ! Zerrece suçum olmadığı halde birtakım düşler kurarak kendi kendimi suçlu bulduğum olmuştur…! Birisini sevmek; onu Yaratıcı’nın kastettiği şekilde görmektir. İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir. Üzülmek ve acı çekmek, büyük bilinçler ve derin yürekler için her zaman zorunludur. İnsan birşeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar. Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar. Hayat bir sınavdır; ama diğer sınavlara pek de benzemez. Çünkü bazen yaptığın bir yanlış, tüm doğrularını götürebilir. Hayatımızda en yüce, en güçlü, en faydalı dayanağımız, ana baba evinden kalan hatıralarımızdır. Bir anne için, evladının kapısında durup, ondan sadaka ister gibi sevgi dilenmekten daha onur kırıcı bir şey olamaz. İnsanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir. Gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındandır; ama gözlerini senden kaçırıyorsa, o gözlerde sana ait birşeyler vardır. Seni benden koparıyorlar. Hayır, hayır! Seni değil; kalbimi koparıp götürüyorlar. Nasıl iştir bu? Hem ağlıyor, hem gidiyorsun. Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın, aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur. Bir kadının yaşamı; herhangi bir erkeğe boyun eğip bağlanmak için bir arayıştan başka bir şey değildir. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür. Sevmek; Güzel birinde aşkı aramak değil, Bir başkasında; Kendini bulmaktır. Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, kendini bulmaktır. Acı ve üzüntü, engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman zorunludur. Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor. Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan, bozulmadan kalabilmen için deniz olmalısın. Eğer karşındaki kişi kadınsa, yapacağın hamleyi iki kere düşünmen gerekir. Çünkü o hep bir adım öndedir. İnsanın yalnızca mutluluğa değil ,mutsuzluğa da ihtiyacı kadar mutsuzluk da gereklidir. Bir anlık mutluluklar değil mi yaşamı bunca güzel, bunca yaşanılası kılan? Sadece hayat veren değil, hayat verip hak eden, baba adını taşıyabilir. Hayatta elinden gelen herşeyi yapmadan, seçtiğin kadını sevmekten vazgeçip onu gerçek karakteriyle görmeye başlamadan önce evlenme. Bir insan umudunu yitirir ve amaçsız kalırsa, sırf can sıkıntısı bile onu bir hayvana çevirebilir. Şuna kesinlikle inanın ki, halkını anlamayan, onunla bağlarını koparan insan bunu yaptığı ölçüde yurduna inancını yitirir, ya dinsiz olur ya da duygusuz bir odun. Amacına ulaşmak için hiçbir şeyi küçümseme, tam ulaşamazsan bile dene ; Belki başarırsın. Hepimizin güvenini bağladığımız şu Belki hiç de azımsanmayacak bir umuttur. Yeni bir adım atma, yeni bir kelime söyleme, insanların en fazla korktuğudur. Bence, şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, kişioğlu uydurmuşsa onu, kendine bakarak, kendisini örnek alarak uydurmuştur. Ben hasta bir adamım… Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var, ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum. Diyelim ki, derin bir acım var, karşımdakinin acımın ölçüsünü tam olarak öğrenmesi olanaksızdır. Çünkü o hiçbir zaman benliğime gitmez, sadece bir başkası olarak kalır. İnsanın kendisinden yüz cevirmeye, dünyada olup bitenleri gormemezlikten gelmeye hakkı yoktur. Kolay bulunan bir sevgi mi, yoksa insanı yücelten bir acı mı daha önemli ? Kadın, her şeyi gören gözü bile aldatır. Çocuk dünyanın en büyük saadetidir. Niyeti iyilik olan, karşılaştığı kötülüğe takılıp kalmaz. Şurası açıktır ki, biz sevgiyi acıya bulayarak severiz. Acıda hazların en tatlısı saklıdır. Zamana güven, her şey unutulur. Tanrı olmasaydı herşey mûbah olurdu. Sevgi her zaman karşılık görür, kin de. Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz. Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine sadık kalmaktır. Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur. Evlenme boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı. İnsanoğlu çok derin bir tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım. Herkesin yanlış yaptığı şeyi sen doğru yaparsan; Herkesin yaptığı doğru, senin yaptığın yanlış olur. Rus’u kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar. İyi yürekli akılsız bir aptal, kötü yürekli akıllı aptallar kadar mutsuzdur. Bilinen bir gerçek bu…İşte ben iyi yürekli, akılsız aptalın biriyim. Sen de zeki, kötü yürekli bir aptalsın. İkimiz de mutsuzuz, ikimiz de acı çekiyoruz. Bil ki, “mutlu son” diye birşey yoktur. Çünkü, bir şeyde “son” varsa orada mutluluk yoktur! Suç ve Ceza, Ölüler Evinden Anılar, Yeraltından Notlar, Budala, Karamazov Kardeşler, Ecinniler ve İnsancıklar kitaplarının yazarı Fyodor Dostoyevski’nin kitaplarından seçtiğimiz alıntıları ve hayatını derledik. 11 Kasım 1821’de Moskova’da dünyaya gelen Dostoyevski, 6 çocuklu ailenin 2. çocuğuydu. Çocukluğunu babasının görevli olduğu Marya Hastanesi’nin lojmanında, aksi, otoriter ve disiplinli bir baba ile hasta bir annenin vesayeti altında geçirdi. Babası albaydı, doktordu ve Fyodor için babası cimriliğiyle, sertliğiyle, yalancılığı ve alkolizmi ile yaşaması gerekmeyen biriydi. Çocukluğunu bakıcısının, süt annesinin ve öz annesinin hikayeleri ile geçirdi. Annesini veremden kaybettiğinde ağlayan Fyodor, karısının ölümünden sonra aralıksız içen, kız kardeşlerinin odalarında aşıklarını saklayıp saklamadığını kontrol eden, hizmetçilerden birini metres tutan babasının, kendi köylüleri tarafında katledildiği haberini askeri okulun soğuk koridorlarında aldığında ilk sara krizini geçirmişti. Babasının cimriliği nedeniyle uzun haftalarını parasız geçiren Fyodor, St. Petersburg’taki Mühendisler Okulu’ndan mezun olduktan sonra, o ana dek yaşadığı fakirliğe inat müthiş bir savurganlıkla yaşadı. Borçlanması için pek çok neden vardı üstelik, çünkü kumarbazdı. Bunun dışında, üzerindeki giysileri dökülen fakir insanlara bir yemek ısmarlayıp, onların hayat hikayelerini dinliyor, bunları biriktiriyordu. Bütün bu birikim ona İnsancıkları getirdi. Bu eseri ile toplumun acımasız kurallarında yaşlı bir adamın öksüz bir kıza duyduğu sevgiyi, iç dünyasındaki derin çatışmalarla işler. Bu ilk romanını ev arkadaşına okuduktan sonra, roman elden ele dolaşarak ünlü eleştirmen Belinski’ye ulaştı. Belinski, 20’li yaşlarındaki Fyodor’la buluşunca ona övgü dolu sözler söyledi. “Yeni bir Gogol doğuyor.” dedi. “Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir; en azından bendeki izlenim bu. Fakat bu hüznün de bir güzelliği var; hasta bir kalp, acılı ve yaralı olduğu zaman, anılarla hayat buluyor; gündüz sıcaktan yanmış, gelişmemiş, zavallı bir akşamın serinliğinde düşen kırağı tanelerinin diriltmesi gibi.” İnsancıklar “Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuzlar, zavallılar daha da mutsuz zavallı olmama için birbirlerinden kaçmalıdırlar.” İnsancıklar “Yoksul, ezilmiş insan kuşkucudur. Çevresine, yanından geçenlere yan gözle, bir tuhaf bakar. Kendisinden mi söz ediliyor, anlamak için gözlerini kısarak, kuşkulu bakışlarını dolaştırır. Konuşulanlara kulak kabartır.” İnsancıklar “İyiler niçin geride kalırlar da, hep kötülerin başına devlet kuşu kendiliğinden gelip konuverir acaba?” İnsancıklar Dostoyevski, önceden ne kadar içine kapanık ve çekingense, bu kitaptaki övgülerden sonra da o kadar dışa dönük ve küstah biri olur. Turgenyev’i, İnsancıklar’ı kıskanmakla suçladığında, hızla çıkılan tepeden iniş başlamıştır artık. İlk kitabın büyük başarısının ardından yazdığı Ötekiyi yazar. Bu romanda, bir benzerini yaşadığı kişilik çatışmaları, bölünmüş, çift kişilik teması konu edilir. Bu roman, İnsancıklar kadar ilgi görmez, halbuki Dostoyevski bu romanını onun baş yapıtı olacağını sanmıştır.⁣⁠ Ardından yayımladığı Ev Sahibesi adlı uzun öyküsünde beklediği övgüyü almayı bırakın, ağır eleştirilere maruz kalır. Gogol’u taklit ettiği söylenir. Yazarlık yaşamının 3. yılında edebiyat çevresinden tüm dostlarını kaybetmiş, umutsuzdu. Üstelik borçları bir hayli birikmiş, sara nöbetleri iyiden iyiye sıklaşmıştı. Bu dönemde, 27 yaşında yazdığı, otobiyografik özellikler taşıyan, bir aşk hikayesini anlattığı Beyaz Geceler kaybettiği şöhreti geri getirememişti. “Sevgili okuyucum, o öylesine güzel bir geceydi ki, böylesini ancak gençliğimizde görebiliriz! Gökyüzünün aydınlığında, yıldızların parlaklığına bakıp bakıp da, “Böyle bir göğün altında insan nasıl olur da öfke duyar, hırçınlaşabilir?” diye düşünürsünüz. Ama bu düşünce de gençler içindir, sevgili okuyucum, hem de çok gençler için. Dilerim, sizin de gönlünüz uzun süre genç kalsın..” Beyaz Geceler Biraz meraktan, biraz bazı şeyleri değiştirme arzusundan, yazar Panayev’in karısına duyduğu aşkı unutmak için yasadışı siyasi bir grubun üyesi oluverdi Fyodor. Çar I. Nikolay’ın baskıcı yönetimine karşı reform hareketlerinin etkisine giren Dostoyevski, 1847’den sonra Fransız ütopyacı sosyalist Mihail Petraşevski’nin toplantılarına katılır. 1849’da tutuklanır. 8 ay tutuklu kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken, diğer 8 mahkum ile beraber çarın affı ile kurtulur. Cezası 4 yıl kürek, 6 yıl da sürgün cezasına çevrilir.⁣⁠⁣⁠ ⁣⁠⁣⁠ Sibirya’daki 4 yılda, mahkumların gönül zenginliğini keşfedip, üzüntü ve acılarını paylaşır. Bu yıllarda İncil’den başka kitap yer almaz hayatında. 1854’te kürek cezasından kurtularak, er olarak kışla hizmetine verilir. İlk karısı Mari Dimitriyevna İssayev’le tanışacağı, Sibirya’nın Semipalatinsk kasabasında zorunlu ikamete mahkum edilir. Burada 5 yıl görev yapar ve subaylığa kadar yükselir.⁣⁠⁣ Kocasının ölümünden sonra Dostoyevski ile evlenen Bayan İssayev, daha sonra genç öğretmen Vergunav’a aşık olur. Bayan İssayev, romantik bir anında evlendiği Dostoyevski’yi çirkin, yoksul ve hasta bir adam olması yüzünden hiç sevememiştir. Dostoyevski, bu günlerde Amcanın Rüyası, Stepançikovo Köyü ve Ölüler Evinden Anılar’ı yazar.⁣⁠⁣⁠ 1862’de bir dergide basılan Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski’nin eski ününü kazanmasını sağlar. Eser, karısı öldürüldüğü için ağır hapis cezasına çarptırılan bir adamın hatıraları şeklinde yansıtılmıştır. Aslında Dostoyevski’nin hapishane hayatının canlı bir örneğidir. Trajik olaylar üzerinden, ötekileştirilmiş kişilerin özgürlüklerini kaybettikleri için duydukları acıyı işler. Sibirya’da yaşadığı kürek cehennemini anlatmakla yetinmez, başarılı bir ruh bilimci ustalığıyla mahkumların portrelerini de çizer.⁣⁠⁣⁠ “Ölü bir ev!’ diye mırıldanıyordum. Onların yüzlerine, davranışlarına bakarak nasıl insanlar olduklarını, karakterlerini, anlamaya çalışıyordum. Suratları asık veya çok kederli, daha çok böyle görüyordum onları, cezaevindeki insanların karakteristik görünümüydü bu birbirlerine küfrederek veya sadece konuşarak veya nihayet derin düşüncelere dalmış gibi sessiz, sakin, bazıları bitkin, uyuşuk, bir başkaları burada bile kendini beğenmiş, kasketlerini yana yatırmış, gocuklarını omuzlarına atmış, kibirli, çalımlı, çevrelerindeki insanları küçümser tavırlarla, dudaklarında küstah bir gülümseme, tek başlarına dolaşıyorlardı.” Ölüler Evinden Anılar⁣⁠⁣⁠⁣⁠ “Eğitim bile yeterince güvenilir bir ölçü sayılmaz. Bu talihsizlerin arasında cahil, ama ince ruhlu adamlar tanıdım. Hapishanede bazen bir adamın yıllar boyu insanlıktan çıkmış, vahşi bir hayvan olduğunu düşünüp ondan iğrenirsiniz. Sonra bir an gelir adam, ruhunu çırılçıplak bırakıverir; öyle bir zenginlik, duyarlılık ve sıcaklık, hem kendisinin hem de başkalarının acılarına karşı öyle bir farkındalık görürsünüz ki inanamazsınız. Bazen de tersine; eğitim kimi zaman vahşetle ve hayasızlıkla yan yanadır; iyi niyetiniz bile buna özürler bulamaz.” Ölüler Evinden Anılar Cezası bitip St. Petersburg’a döndüğünde, artık başka bir adamdır Dostoyevski. 38 yaşındadır ve bundan sonraki eserlerinde mistik unsurlar çoğalmakta, Tanrı inancı, kaybedilen özgürlük teması ve insanın varolmak problemi gibi konular yer almaktadır romanlarında. Özellikle Yeraltından Notlar 1864, çaresiz modern insanın hayat karşısında tutunamamasının, ruhsal olarak yaralanmasının, varoluşunu dünyaya haykırmak isterken, giderek kabuğuna çekilmesinin hikayesidir. Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar eseri, daha sonra Suç ve Ceza ile başlayarak Karamazov Kardeşler’de nihayetlenen büyük romanlarına bir başlangıçtır ve kendi sesini bulduğu ilk kitaptır. Varoluş hakkındaki düşünce ve imgelemini en net olarak ortaya koyduğu eseridir. Bu özelliğiyle birçok düşünürü etkilemiş, varoluş felsefesi üzerine düşünmeye yöneltmiş bir klasiktir. ⁣⁠⁣⁠ ⁣⁠⁣⁠ Dostoyevski, karakterleri aracılığıyla acı kavramına dayalı psikolojik tahliller yaparken, kendi iç dünyasına da bir aynadan bakmış ve o aynada gördüklerini olduğu gibi yansıtmıştır. Romanda, insanın iç dünyası, kararları, kaygıları, özgürlük, insanın varoluşu, inanma, sevgi gibi temalar ağır basar.⁣⁠⁣⁠ Roman, adı kitap boyunca hiç anılmamış olan kırk yaşındaki bir adamın aktardığı, memur olarak çalıştığı zamanlarda başından geçen anılardan oluşur. Dostoyevski, romanda bir anti-karakter yaratır ve kendi ifadesiyle, bir kahramanın karşıtı ne varsa, özellikle bir araya getirir. Dostoyevski, iki bölümden oluşan bu kitabının birinci bölümünde, hayatını Yeraltı diye isimlendirerek savunduğu fikirlere değinir. Sulu Sepken Üzerine adlı ikinci bölümde ise, 24 yaşındayken başından geçen ve yeraltına çok daha yakınlaşmasına sebep olan olayları anlatır.⁣⁠⁣⁠⁣⁠⁣⁠ “İnanır mısınız? İki kez de böyle aşık olmayı denedim ve bu yüzden olmadık acılar da çektim. Kalbimin bir köşesinde bu acıya inanmamazlık ve hem de bu acıyla alay etmek yeşerirken, yine de acı çekmeyi sürdürdüm. Üstelik sırılsıklam bir aşık gibi kıskanıyor ve kendimi kaybediyordum. Bunun tek sebebi can sıkıntısıydı. Maalesef bu bir can sıkıntısı… Tembelliğin ve bir şey yapmamanın verdiği can sıkıntısı beni eziyordu. Bunun sonucu da haylazlığa yöneliyordum. Zaten bu haylazlık, bilincin doğal ürünü olan tembellikten başka nedir ki?” Yeraltından Notlar “İyi mi kötü mü olduğunu bilmem ama bazen bir şeyleri kırıp dökmenin bile kendine özgü bir tadı olabiliyor. Bu açıdan, ben ne yalnız başına refahı, ne de yalnız başına acıyı yeğlerim. Ben kişisel kaprisimden, onu istediğim anda tatmin edebilme olanağımın olmasından yanayım. Komedilerde acının yerinin olmadığını biliyorum. Acı, camdan saraylara ise tümüyle yabancıdır. Acı, kuşku demektir, yadsıma demektir. İçimizde kuşku uyandıran bir camdan sarayı düşünemeyiz bile. Bununla birlikte insan gerçek acıyı tatmak istediğinden, çevresinde bir kargaşa yaratmak, yok etmek, dağıtmak hevesinden asla kendisini uzaklaştıramaz. Bizim manevi varlığımızın biricik kaynağı acı değil mi?” Yeraltından Notlar Bu arada hep birilerine aşık olur. Aşık olduğu kadınları, nedense genellikle hep evli kadınlar arasından seçer. Ama bu kez bekar Polina Suslova karşısına çıkar. Dostoyevski’nin çıkardığı Vakit Gazetesi’nde yazar olmak istemektedir genç kız. Bir süre sonra genç kız gözünde yücelttiği adamın hiç de istediği gibi biri olmadığını görür. Vakit’in yasaklanmasıyla birlikte Dostoyevski, Avrupa’ya gitmek isteyince Polina da onunla gelmek ister. Polina ile birlikte Avrupa’nın birçok şehrini gezer. Dostoyevski, kumar nedeniyle büyük borçlar altına girmiştir. Sevgilisinin kendisini sevdiğini düşünür, ama o artık bir İspanyol’a gönül vermiştir. Baden Baden’e geldiklerinde onun tarafından reddedildikçe, deli gibi kumar oynar. Kumarbaz adlı romanının bu ilişkinin eseridir. “Gene eskisi gibi davranıyor bana karşı. Karşılaştığımızda gene öyle umursamaz, dahası küçümser, nefret dolu bir bakışla süzüyor beni. Benden iğrendiğini gizlemek bile istemiyor. Farkındayım. Ne var ki, bana nedense gereksinimi olduğunu, bir şey için beni yedekte sakındığını da gizlemiyor. İlişkilerimiz bir çok bakımdan çok tuhaf. Onun herkese, her şeye karşı mağrur, kibirli davrandığını biliyordum ama bir türlü akıl erdiremiyorum buna. Söz gelimi onu çıldırasıya sevdiğimi biliyordu. Ona bu tutkumdan söz etmeme izin bile veriyordu. Aslında beni küçümsediğini sevgimi ona rahatlıkla açmama izin vermekten daha iyi belirtemezdi. Benim için öyle değersizsin ki, ne söylersen, bana karşı neler duyarsan duy, umurumda değil.” Kumarbaz Veremli karısı Mari Dimitriyevna’nın durumunun ağırlaşması üzerine tekrar Rusya’ya döner. Karısının ölümünden kısa bir zaman sonra kardeşi Mişel’i de kaybeder. Hayatının en sıkıntılı günlerinde 1866’da 45 yaşında, ustalık eseri olan Suç ve Ceza’yı yazar. Dostoyevski, Sibirya’daki sürgündeyken suçluların hayat hikayelerini dinler ve çıkarımlar yapar. Halk, toplumsal eşitsizlikten memnun değildir. Köleliğin kaldırılışıyla yoksul ve muhtaç köylüler, büyük şehirlerde soygun yapıp cinayet işlemeye başlar.⁣⁣ Edebiyat eleştirmeni Katkov’a “Bunu, sürgünde, acının en zor zamanlarında planladım. Düşüncelerim, üniversiteyi bırakan, hayat tecrübesi olmayan bir öğrenci hakkında havada uçan fikirlerle kaplandı.” diye yazar. Dostoyevski, 1865’te yurtdışına çıkmadan önce edebiyat dergisi yayıncısı Krayevski’ye, Sarhoş adlı bir öykü hazırladığını ve sarhoşların arasında yetişen çocukları anlatacağını söyler. Ancak Krayevski önerisini beğenmez.⁣⁣ ⁣⁣ Dostoyevski, Suç ve Ceza’da bu iki düşüncesini birleştirir. Romandaki Marmeladov ile ailesinin trajik hayatı, yazmayı planladığı Sarhoş öyküsündendir. Romandaki cinayet temasını, Fransız yazar Pierre François Lacenaire’nin hayat hikayesinden alıp kendi romanındaki ana kahraman olan Raskolnikov’a uyarladığı düşünülür.⁣⁣ ⁣⁣ 20. yüzyılın en çok okunan, tartışılan ve eleştirilen romanlarından biri olan Suç ve Ceza’da Dostoyevski, umutsuzluğa kapılmış insanların psikolojisini anlatır. Bu roman, suç işleyen birinin psikolojik tasviridir. Genç bir insanın zihninde doğan korkunç fikirler, zor şartlarından kurtulmak için onu tefeci bir kadını öldürmeye iter. Suç ve Ceza’yı yazmaktaki amacı, toplumun manevi değerlerini, zayıflıklarını, üniversite öğrencisi olan, fakirlikle baş edemeyen kahramanının, yoksulluğun neden olduğu ahlaki çöküş karşısındaki tepki ve eylemlerini göstermektir.⁣⁣ “Konuk gerçekten dördüncü kata geliyordu, birdenbire şiddetli bir atılımla, çabucak, tam zamanında sahanlıktan kata koştu, kapıyı arkasından kapadı. Sonra sürgüyü sessizce hiç gürültü çıkarmadan yerine sürdü. İçgüdüsü ona yardım ediyordu. Bütün bunları yaparken soluğunu tutarak kapının yanına sokulmuştu. Şimdi ikisi birbirlerinin karşısındaydı, aralarında yalnızca kapı vardı, tıpkı kısa süre önce yaşlı kadınla olduğu gibi, yalnızca kapı onları ayırıyordu ve Raskolnikov kulak kesilmiş dinliyordu.” Suç ve Ceza “Raskolnikov için tuhaf bir dönem başlamıştı Sanki yanını yöresini bir sis sarmış ve onu kurtuluşu olmayan, ağır bir yalnızlığa gömmüştü. Çok sonraları, hayatının bu dönemini hatırladığında çıkardığı sonuç, bilincinin bulanıklaşır gibi olduğu ve bu durumun aralıklarla son felaket anına kadar böylece sürüp gittiğiydi. O sıralar pek çok şeyde, örneğin bazı olayların tarihlerinde ve ne kadar sürdüklerinde yanıldığından kesinlikle emindi. En azından, bazı olayları hatırladıkça ve hatırladıklarını anlamaya, açıklamaya çalıştıkça, kendisiyle ilgili çoğu şeyi bile, ancak başkalarının bilgisine başvurarak öğrenebilmişti.” Suç ve Ceza Sara krizlerinin yoğunlaştığı bu dönemde, steno yazan bir genç kız tutulur. Anna Snitkina, kısa bir süre sonra karısı olur. Evlendikten sonra Avrupa’ya giderler ve 4 yıl kalırlar. Eşi Dostoyevski’nin hayatını kolaylaştırmak için romanlarını stenoyla yazma, kitaplarının basımı, çoğaltılması, satışı ile ilgilenir. Yazarın ikinci eşi Anna’dan 4 çocuğu olur. Kızı Soneçka 3 aylıkken, oğlu Alyoşa da 3 yaşındayken ölür. Ve oğlunun ölümünden Dostoyevski inanılmaz etkilenir. Hatta bu etkiyi Karamazov Kardeşler’de oğlunu kaybeden Snegirev’in acısını okuduğunuz sayfalarda hissedebilirsiniz.⁣⁠⁣⁠ Dostoyevski, bu koşullarda yazdığı Budala’da, Rus basınında yer alan bir cinayet davasından yola çıkacaktır. Eleştirmenlere göre Dostoyevski, roman kahramanı Prens Mişkin’in kişiliğinde kendini anlatmıştır. Prens de, Dostoyevski gibi sara hastasıdır. Dünyayı anlama ve anlamlandırma sürecinde, sevme, sevilme, değer görme gibi kavramlar romanda çekirdek yapıyı oluşturur. Dostoyevski Budala’da adeta bireyden topluma uzanan psikolojik bir derleme sunar. Dostoyevski, okurla yer yer konuşarak ve Mişkin’in sara nöbetleriyle, döneminin buhranları ve çevresindeki çöküntülerin içerisinde kendisinden iz düşümler ortaya koyar.⁣⁠⁣⁠ ⁣⁠⁣⁠ Romanın adıyla ilgili bir detay Kirilov’un 1845’te çıkardığı Rusça’ya giren yabancı sözcüklerin ilk sözlüğünde, idiot budala sözcüğü “nazik, eğitimli, öfke hissi bilmeyen biri” olarak yazar. Budala’nın kahramanı Prens Mişkin bu tanıma tamamen uyar. O yıllarda, asıl ününü sağlayan beş büyük romanından üçünü yazar Budala, Ebedi Koca ve Ecinniler. Artık rahat bir hayat süreceği maddi imkanlara kavuşur. Ama hastalığı giderek ilerler. “Bana kalırsa, birini öldürdüğü için adam öldürmek, suçun kendisinden kat kat ağırdır. Bir karara uyarak adam öldürmek ise haydutça adam kesmekten daha korkunçtur. Geceleyin haydutların eline düşüp öldürülen kimse son ana kadar kurtulacağı umuduyla yaşar… Ama bizde ölümü çok daha kolaylaştıran bu son umudu esirgerler insandan; orada hüküm vardır, bu hükme muhakkak uyulacaktır. İşte en korkunç acı, acıların en büyüğü! Savaş alanında bir askeri getirip topun karşısına dikin, ateş ederken bile kurtuluş umudu taşır, fakat aynı askere kesinleşmiş bir hükümü okuyun; ya aklını oynatacaktır ya da ağlayacak… Öyle bir adam düşünün ki, kendisine ölüm kararı okunduktan ve bir süre acı çektirildikten sonra, “Hadi git, bağışlandın” diyerek salıverilmiş olsun. Ondan sonra bu adamın anlatacaklarına kulak verin… Bu korkunç acıyı İsa bile dile getirmiştir. Hayır, insanlara böyle davranılmamalıdır” Budala⁠ Dostoyevski, Ecinniler’i Sibirya sürgününden döndükten sonra yazar. Dolayısıyla romanın içeriği diğerlerine göre daha muhafazakâr ve siyasidir. Hapis hayatı ve sürgün dönemlerinde maneviyata ve Slavcılığa daha çok önem verir. Bu özellikler, kitabına açıkça yansır. ⁣⁣ 21 Kasım 1869’da, bir nihilist anarşist terör grubunun lideri Sergey Neçayev, gruptan ayrılmak isteyen üniversite öğrencisi Ivanov’u Moskova’da bir pusuda tuzağa düşürerek öldürür. Toplumda büyük bir yankı uyandıran bu olaydan etkilenerek Ecinniler’i yazmaya karar verir. Dostoyevski’nin romana çıkış noktası olarak aldığı şeylerden biri de İncil’de geçen bir hikayedir. Bu romanı dışında başka hiçbir eseri tiyatroyla bu kadar yakın ilişkilendirilmez.⁣⁣ Gençlik yıllarında Çar ve Rusya karşıtı biriyken, hapis ve sürgün hayatının ardından tamamıyla Rusya yanlısı ve Çarlık düzeni sempatizanı olur. Bu değişimin nedeni ise, Ölüler Evinden Anılar’da da kaleme aldığı gibi hapis yıllarında görmüş olduğu insanlar ve hayatlarıdır. Öte yandan, Ecinniler romanını yazana kadar dinden uzak olan Dostoyevski, roman bittikten sonra dindar biri olur. Ecinniler romanı, Turgenyev’in nihilizmine, Çernişevski’nin sosyalizmine açık bir savaş olarak yazılmıştır.⁣⁣ Orhan Pamuk, “Ecinniler, insanoğlunun yazabildiği en sarsıcı 7-8 romandan biri, hiç şüphesiz gelmiş geçmiş en büyük siyasal romandır.” der yazdığı önsözde. Ancak Dostoyevski yaşadığı dönemde diğer büyük Rus yazarlardan farklı olarak, Batılı okurlarca henüz keşfedilmemiş, aslında çevrilmeye değecek kadar önemsenmemiş bir yazardı. O yıllarda Fransız bir eleştirmen Ecinniler için, karışık, kötü kurulmuş, çoğu zaman gülünç ve anlaşılmaz kuramlarla dolu bir kitap diye yazacaktır.⁣⁣ “İnsan ne kadar zor koşullar altında yaşıyorsa ya da halk ne kadar ezilmiş, bitkin, yoksulluk içindeyse, o kadar büyük bir inatla cennette ödüllendirilmeyi bekler; hele bir de bu arada yüz bin papaz, din adamı, vs. birtakım spekülasyonlarla onların bu hayallerini kışkırtacak çalışmalar yürütürlerse…”⁣⁣ Ecinniler “Krillov ile romanı anlatan genç intihar üzerine konuşuyor — İnsanların intihar etmelerine engel olan ne sizce? diye sordum … — Ben de… Henüz ben de iyice bilmiyorum… İki önyargı, iki şey engelliyor. Yalnızca iki şey. Biri pek küçük, öteki pek büyük olan iki şey. Ama küçüğü de pek büyük. — Küçüğü dediğiniz ne? — Acı — Acı mı? Böyle bir şeyde acının da bu kadar önemi var mıdır? — En önemli olan odur. İntihar edenler iki çeşittir Büyük bir üzüntünün, öfkenin etkisi altında kalıp, ya da çıldırıp, ya da buna benzer durumlarda canlarına kıyanlar… Böyleleri birden bitirirler her şeyi. Acıyı düşünmezler. Akılları başlarında olanlar ise çok düşünürler.” Ecinniler Dostoyevski’nin büyük romanlarından Suç ve Ceza ile Budala, ahlak sorunu üzerine odaklanırken, Ecinniler’de bu sorun politik bir kavrayışla birlikte ele alınır. Delikanlı ve Yeraltından Notlar psikolog olarak Dostoyevski’nin dışa vurumları ise, Karamazov Kardeşler, tüm bu unsurların bir potada eridiği roman sanatının zirvesi mahiyetindedir. Dostoyevski başyapıtı Karamazov Kardeşler’i, 1878’de 3 yaşındaki oğlu Alexey’in Alyoşa ağır bir sara nöbeti geçirerek ölmesinden sonra yazmaya başlar. Ana kahramanına da Alyoşa adını koyması bundandır. Bu ölümle birlikte ciddi şekilde sarsılan Dostoyevski, suçu hep kendisinde arar.⁣ ⁣ Romanın ismi ile ilgili 2 farklı görüş sözkonusu. İlki, 1866’da Çar II. Aleksandr’a başarısız girişimin lideri Dmitry Vladimiroviç Karakozov’dan etkilendiği. Diğeri, Rus Devletinin Tarihi adlı başyapıtın yaratıcısı Nikolay Karamzin’in adından geldiğidir. Karamzin, Kara-Mirza kökeninden bir adın Rusçalaştırılmış halidir. Hanedan unvanı olan, bazen hanedanın kendisini gösteren bir kelime olarak mirza bize ipucu verir. Romana adını veren ailenin adı, siyasette bolca rastlanan aile metaforunun örneğidir. ⁣ ⁣ 1880’de yayımlanan romanda, olaylar 2 hafta içinde gerçekleşmesine rağmen, 1721’de kurulup 1917’deki Rus Devrimi’ne kadar varolan Rusya İmparatorluğu’nun hikayesini anlatıyor diyebiliriz. Baba Karamazov, Rus Çarı’nı temsil eder. Yozlaşmış, saygıyı hak etmeyen biri olarak betimlenir. Büyük oğul Dimitri, Rusya’yı temsil eder. Akılla kavranması zor, mantıksız hareket eden, ama özde iyi şeyleri temsil eden biri. Ortanca oğul İvan, nihilist ideoloji ve Batıcı kanadı temsil eder ki, ismini de İvan Turgenyev’den alır. En küçük oğul Alyoşa, Rus ülküsünü, gayrimeşru oğul Smerdyakov halk yığınlarını temsil eder.⁣ ⁣ Dostoyevski, Karamazov ailesini şöyle açıklar “Kösnük çiftleşme isteği duyan hayvan, kazanç düşkünü ve akıldan eksik insanlar…” Roman Karamazov ailesine odaklansa da, din, ahlak, şiddet, Doğu-Batı sorunu, sınıf mücadelesi, feodalizm, sosyalizm gibi birçok farklı konuyu da irdeler. Tanrı, iman, kuşku, akıl, irrasyonalite, sorumluluk, özgür irade ve ahlaka dair derin felsefi tartışmalarla örülüdür.⁣ “Çocuklar bir şey bilmedikleri için henüz suçsuzdurlar. Yeryüzünde acı çekmeleri babaları yüzündendir, elma yiyen babaları yüzünden ceza görüyorlar. Ama bu öbür dünyadan gelme, yeryüzünde insan yüreği için büsbütün yabancı bir görüştür. Bir suçsuza, hele bir derece masum bir yaratığa başkasının günahları ödetilemez!”⁣ Karamazov Kardeşler “Zaman zaman insanın acımasızlığı vahşi’ sözcüğüyle ifade edilir ama bu, vahşi hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık ve hakarettir. Vahşi hayvan hiçbir zaman ustalık ve zevk almak bakımından bir insan kadar acımasız olamaz. …ne kadar aptalca olursa meseleye o kadar daha yakın olur. Ne kadar aptalca olursa o kadar açık olur. Aptallık kısadır ve kurnaz değildir, akıl ise kıvrıla kıvrıla gider ve gizlenir. Akıl namussuzdur, aptallık ise doğru ve dürüsttür.” Karamazov Kardeşler “İster inanın ister inanmayın, adamı sehpaya çıkardıklarında yüzü kireç gibiydi, ağlıyordu. Korkunçtu, tek kelimeyle! Olur şey değil kim ağlar korkudan, söyler misiniz bana? Bir çocuk ağlayabilir, anlarım bunu; ama kırk beş yaşını geride bırakmış, hayatı boyunca korkudan hiç ağlamamış, koskoca bir adam?… Bu anda ruhunda olup bitenler nedir kişinin? Nasıl birtakım kıvranışlar içindedir? bu, ruha hakaretten başka bir şey değildir! Ruha tecavüzdür bunun adı! kirletilmesidir ruhun! Öldürme’ denilmiştir, Kutsal Kitap’ ta. O birini öldürdü diye onu da öldürüyorlar! Hayır, asla kabul edilemez bir şey bu! Bir aydan fazla oldu ben bunu göreli, o zamandan beri hiç gözümün önünden gitmedi. Ve kaç kez de düşlerime girdi.” Budala 9 Şubat 1881’de St. Petersburg’da ölür. Dünya ve Rus Edebiyatı’nın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri olan Fyodor Dostoyevski, kendimize bakıp unutmaya çalıştıklarımızı, hastalıklı yanlarımızı, yazmaya kalkarsak saklayacaklarımızı anlatan derbeder bir kahin gibiydi ve başkalarının içine de kendi içine bakar gibi bakıp buldukları ve anlattıklarıyla, bize kendimizi yeniden öğretti. ⁣⁣”Ne şartlar altında çalıştığımı bir görseler… Benden kusursuz şaheserler bekliyorlar; oysa ben en acı, en sefil sıkıntılar yüzünden alelacele yazmak zorundayım.” ⁣⁣ “Bir şeyden çok emindim, kendimi üzdüğüm kadar, kimseyi üzmedim hayatta.”⁣⁣ ⁣⁣ “Cehennem kutsal kitapların bahsettiği gibi odunlu ateşli bir yer değildir, cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.” Bir Yazarın Günlüğü⁣⁣ Kaynak K Dergisi, Mağara Dergisi, Sosyal Araştırmalar Dergisi, Kapak Resmi Vasily Perov, Portrait of Dostoevsky, 1872⁣⁣⁣⁠ Sayfamızda Dostoyevski Suç Ve Ceza sözleri, Suç ve Ceza Alıntılarını bulabilir sosyal paylaşım sitelerinde paylaşabilirisiniz. Yoksulluk ayıp değil, bir gerçek. Sarhoşluğun erdem olmadığı ise daha büyük bir gerçek. Ama sefillik, sayın bayım, sefillik yüz karasıdır. Yoksullukta yaradılıştan gelen soylu duygularınızı koruyabilirsiniz, sefillikte ise asla! Sefalet, fakirlikten daha beterdir efendim! Bir insanın artık gidecek bir yeri olmaması ne demektir bilir misiniz? Çünkü, muhterem efendim, her insanın dara düştüğünde çalacağı bir kapı bulunmalı değil midir? Eğer,çalacağınız bir kapı yok ise; sefalete düşmüssünüzdür demektir… Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözüpek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş bu, bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler, kördür! Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü “Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta ayakta durmam da gerekse o şekilde yaşamak, şu anda yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir. Yaşamak, her şeye rağmen yaşamak… Istırap ve acı çekme, geniş bir akla ve derin duygulara sahip olan insanlar için bir mecburiyettir. Yeni bir adım atma, yeni bir kelime söyleme, insanların en fazla korktuğudur. İnsanların kendi yarattıkları yalanlar çok bilinen doğrulardan daha iyidir. Hepiniz birer gevezeden ve farfaracıdan başka bir şey değilsiniz! Küçücük bir acınız olsa, on paralık yumurtası için ortalığı birbirine katan tavuklara dönersiniz! Üstelik burada bile başka yazarların düşüncelerini çalansınız! Ruhlarınızda bağımsız bir yaşamdan iz bile yok! İspermeçten yapılmış yaratıklar! Damarlarınızda da kan yerine serum dolaşıyor! Hiçbirinize inanmıyorum! İlk işiniz, ne pahasına olursa olsun insana benzememektir. O zaman şunu anladım, Sonya iktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir. Bir tek şey söz konusuydu burada cesaret! Böylece, hiç kimsenin, hiçbir zaman düşünmediği bir şey geldi aklıma! Evet, hiç kimsenin! Ben… işte bu cesareti göstermek istedim ve… öldürdüm… Ben yalnızca cesaret göstermek istedim, Sonya, hepsi bu! Ama burada yeni bir öykü başlıyor. Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü… Ve bu öykü yeni bir kitabın konusu olabilir. Bizim şimdiki öykümüzse burada bitiyor. suç ve ceza suç ve ceza anlmli suç ve ceza duygusal suç ve ceza facebook suç ve ceza guzel suç ve ceza kapak suç ve ceza paylaş suç ve ceza resimli

dostoyevski suç ve ceza sözleri