6gR83XI. ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol sözü ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol sözü ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster Ya Olduğun Gibi Görün , Ya Göründüğün Gibi Ol Sözü İle İlgili Metin Yazınız . İnsan hayatta her zaman net olmalıdır , temiz olmalıdır , saf duygulara sahip olmalıdır . İnsanoğlu iki yüzlü olmamalı , yalandan gösteriş için iyi olmaya çalışmamalıdır . Gerçek yüzü ne ise o olmalıdır . Yani olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmaya çalışmalıdır . Çünkü dürüst insana , olgun insana da yakışan bu tavırdır . İki yüzlü davranmak insanı yalancı yapar , samimiyetsiz yapar . Erdemli insanlar her zaman ne olduğu belli olan , iyi ahlaka sahip olan kimselerdir . Kimi insanlar vardır çıkarı için başka olur , çıkarları yerine getirilmediği zaman başka bir kılığa bürünürler . İşte bu tip insanlardan olmamalıyız . Gerçek insan olmalıyız , çıkarlarımız için farklı kimliklere bürünmeye çalışmamalıyız . Düşüncemiz ne ise , görüşümüz ne ise bunu net bir dille belli etmeliyiz . Sahte olmamalı , her zaman gerçek olmalıyız . Kamil insana yakışan böyle olmaktır . Olduğu gibi görünen insanlar her zaman toplum tarafından saygı ve sevgi duyulmaya layık olan insanlardır . Olduğu gibi görünmeyip samimiyetsiz olan insanlar ise toplum tarafından hemen anlaşılır ve saygı görmezler . Olduğu gibi görünmeyip yalandan başka bir kimliğe bürünen tipler ise toplum tarafından saygı görmezler. İnsan bir yerlere yaranmak için , birilerinin gözüne girmek için , mevki , makam sahibi olmak için doğru olan düşüncelerinden asla vazgeçmeyip başka bir insan olmaya çalışmamalıdır . İnsan yeri geldiğinde acı da olsa gerçekleri söylemesini bilmeli ve açık sözlü biri için her zaman saf ve temiz duygulara sahip olan güzel insanlar, çevremize örnek olan erdemli insanlar olmalıyız.
Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Kurumsal gibi görünüp, kurumsal olmayan kurumlara selam olsun! Herkes her işi yapmamalı ve her kurum ben kurumsalım dememelidir. Hangi kurumu web sayfalarından tararsanız tarayın bir girip bakın biz kurumsalız. Şu özellikte kurumumuza personel alımları yapmaktayız. Vizyonumuz, misyonumuz, “insana değer veren” literatürü kullanırlar. Bunlardan ibaret şaka gibiler gerçekten. Ya ben anlamakta zorluk çekiyorum. Ya da onlar anlaşılmaktan “İNSANA DEĞER VEREN” kurumsunuz. Peki, bir adayın özgeçmişine bakarak mülakata davet ediyorsunuz. Mülakat bittikten sonra biz sizi en kısa zamanda ya da bir hafta içinde arayıp, bilgi vereceğiz. Aday belki bir umutla, ümitle, hayallerle kurumdan ayrılıp, kurumun aramasını bekler. Kurum hani güya kurumsal ya “insana değer veren” sloganı kullanırlar. Maalesef ki aramazlar. Lütfen! İnsanlar nasıl özen, düzen göstererek mülakatlara gidiyorlarsa kurumlarda bu düzeyde olmalı ondan sonra kurumsallıktan bahsetmeli. Kurumun insan kaynakları departmanı insana değer vermemekte 😃 insan kelimesinin kullanıldığı departman nasıl olurda bu kaosu oluşturur. Bir diğer problem ise mülakatlardaki CAN ALICI sorular. Yönetmekten anlamazlar yönetici olurlar. Bu yüzden bence insan kaynakları Türkiye sektörü de tam olarak oturmamaktır. Soru sormak için lütfen soru sormayınız. Beş yıl sonra kendinizi nerde görüyorsunuz? Mezarda😋 he kurumsalız ya karşımızdaki insan kaynakları da yetkinlik sahibidir. Gel gelelim sorulan sorulara sanki adayı almak istemezler. Birde mülakat sırasında sürekli elinde olan ofis telefonu çalmaz mı dikkat nerde karşındaki kişi neye göre değerlendiriyorsunuz. Kafamda deli sorular 😊 Bir İnsan Kaynakları Profesyonelinde olması gereken özellikler; v N-E-Z-A-K-E-T, v İ-L-E-T-İ-Ş-İ-M, v S-A-Y-G-I, v Ö-Z-V-E-R-İ, v T-E-B-E-S-S-Ü-M, v E-M-P-A-T-İ K-U-R-A-B-İ-L-E-N vs. İlana çıkarken biraz daha dikkat edildiğini düşünmekteyim. Yukarıdaki bahsettiklerime nazaran daha iyi eskiden “prezantabl” adaylar aranıyordu. Bu çok gülümseticiydi. Neyse ki o devir eskide kaldı. Hala aranıyor mu onu bilmiyorum. Artık ilana çıkarken de minimize etmeye başladık sanırım bu çok iyi bir şey en azından insan kaynakları tarafında da iyileşmeler olmaktadır. Hem eğlenceli ilanlarda çıkmakta geçen okuduğum ilanda yazın plaj terlikleriyle kuruma gelmek isteyen yazıyordu. Bu da biraz absürt olmuş ama değişik bir bakış açısı oluşmuştur. HOŞÇA KALIN. Selçuk GÜL -Mevlana- Bu blogdaki popüler yayınlar Öncelikle Merhabalar, Bugün Pazar eki tadında bir blog yazısı yazmak geldi içimden, uzun süredir yazı yazmak için gayret etmeye çalışsamda bir türlü klavyenin başına oturamıyordum ve sonunda… Kurumların içerisinde yer alan takımlar sanırım bizsizliğe doğru yer almaya başlıyor, bir ürünü ortaya çıkarabilmek için bir bütün olunması gerektiğini zaman zaman unutmaya ve bu unutmayı da gelenek olarak benimsemeye başladık, bu ürkütücü, korkunç, ızdırap işte tanımlamayı siz nasıl yaparsınız bilmiyorum ama böyle… Ekiplere ciddi manada biz olma çemberinin tekrar hatırlatılmalı, bu çember de sen yoksan bizler başarılı olamayacağımızı, hissettirmemiz gereklidir. Gerçek ruhu, istekliliği ve tutkuyu bir arada olması için entegreli ekipler yer edinilmeli, kötü bakışların olmadığı, bir şemsiyenin altında yer edinebildiğimiz ekipler, temeli sağlam kurumlar inşa ederler, etmeliler. Ruhsal, takımsal ve kurumca değerleri hızlı bir şekilde yer etmeliyiz, takım olamadığı sürece ekipsel geliş Merhaba Sevgili Okuyucum, Bugün Rol Model’ hakkında biraz sohbet etmek istiyorum, yani naçizane paylaşımlarım olacak, umarım keyifle okuyacağınız bir yazı olabilir. Tabii ki ben keyifle yazdım. 😉 Rol Model kelimesinin anlamını biliyor musunuz bilmiyorum ama mutlaka bilenler vardır. Arama motoruna arattığımızda bir düzine örneklendirmeler mevcuttur. İngilizce Role Model’ olarak adlandırılıyor. Yani; örnek alınası’ ya da örnek alınan’ kişiler olarak tanımlanmaktadır. Doğru mu dersiniz. Evet, doğru bir tanımlama olduğunu söyleyebiliriz. Biraz detaya girelim… Rol model ; Birisinin başarısı, başarısızlığı, etkinliği, etkileyiciliği, tavrı, tutumu ve sürükleyiciliği bunları veya daha fazlasını adlandırabiliriz. Kısacası, sizin aklınızı, ruh halinizi, kalbinizi etkileyen kişi veya kişilerdir. Yaşamımızda çok önemli ve kıymetli bir yere sahiptir aslında rol modelimiz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için sürekli mücadele ederken, ruhumuza iyi gelen rol modeller her zaman b Kültür’ün Sesini Dinle! Bu yıl Peryön Güney Marmara Bursa bölgesinin düzenlemiş olduğu , 17 .insan yönetimi zirvesinde yer aldım. Zirvenin mottosu kültür’ün sesini dinle’’ idi. Hem akademik hemde genel çerçevede birden fazla kültür kavramı konuşuldu. Benim keyif alarak dinlediğim bir organizasyon idi. Sizlere de belirli bir boyutunu aktaracağım. Konuşmacılar; Konuşmacılar Kurum / Görev Konu Numan ÖZCAN BM *ILO Türkiye Ofisi Direktörü İşin Geleceği Ela KULUNYAR – Önder ŞENOL Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü – Defacto Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hedef Birliği Mutlak Kuzey Neresi? Necdet TURHAN Türkiye’nin Görme Engelli İlk Dağcısı ve Milli Atleti İçinizdeki Zirveye Çıkın KAYMAZ – Şenol BAŞTÜRK Uludağ Üniversitesi -Akademisyenleri Akademik BakışTeoriden Pratiğe Kültür Gamze GÜRER – Elif ARSLAN AZAK – Cenk GÜNAY
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL MEVLANA Yıllar önce bu vecizeyi ilk duyduğum zamanlarda, doğrusunu söylemek gerekirse manasını pek anlayamamıştım. Bir derinliği, felsefesi olduğuna emindim. Lakin o dönemde bende o derinlik yoktu. Serde dönem itibariyla entelektüel olma heyecanı vardı. Kulaktan dolma özlü sözleri cümlelerimin arasında kullanarak, kültür çıtamın yansımasının keyfi içindeydim. Bulunduğum ortamlarda dikkat çekip, kendime vasıf katma cazibesine kapılmıştım. Ama hani o zamanlar daha lise çağlarında miniminnacıktım. Oysa şimdilerde twitler pek bir moda hale geldi. Resmen özlü sözler altın çağını yaşıyor. Kızılderili sözleri mi ararsınız, yok efendim sufi felsefesi mi, yazarlara, şairlere, düşünürlere ait cümleler mi ararsınız… Nice nice özlü söz kalabalığı yaşıyoruz. Maşallah yani kıyıda köşede kalmış unutulmuş hiçbir söz kalmadı. Elbette derinliğin anlamına nail olup, yazanlar da var. Ama çoğunlukla benim de minnacık turşucuk dönemimde yaptığım gibi bedenine kılıf amaçlı kullananlar daha fazla. Bence doğru olan yaşam felsefemizi ya da bir kısmını geçerli kılacak, bize esin kaynağı olacak sözlerdir. - Bak abi ya, ne biçim bir söz arakladım arkadaşın profilinden. Şimdi çakacağım kendi profilime. Göreceksin oğlum ,anında kaç kız beğenecek. Veya - Vanım sende , ben esmer olmakla övünüyorum. Çünkü hiç olmazsa aptal değilim. Ne demişti şu ünlü düşünür? Ay aklıma geldi , George Bush. Dur hemen face’me yazayım. “Sarışının adı esmerin tadı var. George Bush ” E-ülkemde sosyal mesaj kaygısı aldı başını gidiyor. Önüne gelen guru oldu. Herkes hadi el ele tutuşup, burundan nefes alalım verirkende ohmm yapalım mutlu olalım modun da. Yeter ki çıkarlar ve hedefler cakışmasın. Hani yoksa Sen Alaska da yaşa, ben de Dominik’te. Sonra ohm’u alır kafanda patlatırım, Mutluluğuda Abidin’in resimlerinde değil, sadece hastane koridorlarında ararsın. Evet, nerede kalmıştık. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol / Mevlana Herkes öylesine sahte öylesine kendinden uzaklaşmaya başladı ki ortama göre davranmak adına orta insanı olduk. İçtenliklerin sürekli sorgulandığı, yapmacıklığın ivme kazandığı bir atmosferin içine hızla çekiliyoruz. İşe girdiğimde öğrendiğim ilk nasihat şuydu; -Sakın ha! sen sen ol aklın varsa burada benden başka kimseye güvenme. Herkes ondan başka kimseye güvenmemi tembih edip durdular. Çapraz kur, sağdan sola, soldan sağa, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya tüm olasılık hesaplarımın sonucunda anladığım tek şey ise; söyleyenler de dahil kimseye güvenmeyeceğimdi. Ya da diğer şık geçerliliğini koruyordu. Yani herkese güvenecektim. Asıl güvensiz olan tek varlık ise, yemekhanenin etrafında dolanan şu parlak gözlü kediydi. Her şeyden, tüm şaibeden o sorumluydu, Bu kedinin gözleri hep mi parlak olmak zorundaydı! Ama bilmezler ki güvenmemeyi öğrenirken, aslında özsaygımız ve güvenimizden kaybettiklerimizi. Çünkü biz Türklerin kültüründe toplum bilinci ve aidiyet olgusu yatmaktadır. Bencil bir hayat kazanım yaratmak yerine, bizi mağdur eder. Aksine atalarımızdan bize kalan mirası yozlaştırıp, köreltmekten ileriye gidemiyoruz. Sonuçta sürekli kuşkulu yaşamak; bireyselliğin bakış açısı ve nesnelliğin baskın kılınması sonucunda kişiyi paranoyaklaştırıp kendimizden tamamen uzaklaştıracak, sosyal hayatta içlerine kapanmaya meyilli yetersiz birey yapacaktır. Yani kişi, var olan sistem tarafından kullanılmaya hazır olacaktır. Ya da tam tersi, narsist kişiliğe sahip insanlar oluşuyor. Bu durumda da insanlar arasında hasetlik, kıskançlık, çekememezlik had safhaya geliyor. E böyle olunca da işyerlerinde sürekli gardını almış insanlar arasında ekip çalışması ruhu yaratmak için bir dolu yüksek ücretli , dışardan envayi çeşit eğitimler satın alınıyor.. Yok efendim, Amerika’dan, uzak doğudan koçluk, kişisel gelişim vs metotları ıle beyinlerimiz teoriksel olarak bir dolu bilgi kirliliğiyle doldurulup duruluyor. Oysa hiçbir sistem dar görüşlü olmamalı. Vizyon sahibi olmalı. Elbette büyük pencereden bakabilmek için başkalarını dinleyip, onların algılarını da bilmek lazım. Ama önce kendi gerçeklerimizin de farkında olmak kendi görüş açımızı da belirlemek gerekir Ve önemlisi sürekli birilerini eleştirmek yerine, kendini önce eleştirmeyi öğrenmemiz lazım. Yoksa başkalarını eleştirip kendini mükemmel koltuğuna oturtmak kolaydır. Ama nedense son dönemlerde herkes birbirini eleştirir oldu. Hani tepki verdiğinde ise, - Aa sen eleştiriyi sevmiyorsun, deyip, boynuna bir eziklik yüklenmeye çalışılıyor. Önce sen kendini bir çöz bakalım. Eleştiriye kendin açık mısın? Yaptığın hataların sorumluluklarını alabiliyor musun? Kesin olan şudur ; Güven olmayan bir yerde istediğin kadar iyi olsan bile sürdürülebilir başarıya ulaşmak imkânsızdır. Evet, algıladığın kadar yaşarsın. Güzel kardeşim, arkadaşım, dostum işin özeti ; eğer sana güvenilmesini istiyorsan güvenilir biri olman şart. 2+2= 5 Huzurlu Sevgilerle Hoş Kalın Zeynep Ç
Sorunu TaratKitaptan resmini çek hemen cevaplansın. ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol anlamı sorusunun cevabı nedir? Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur. Favorilere Eklendi Favorilere eklemek istediğinizden emin misiniz? Eklerseniz bu sayfaya favoriler sayfasından erişebilirsiniz. Giriş Yap Ücretsiz hesap aç Kayıt Ol Şifre Kurtarma Başarılı İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir. Bilgilendirme Çerez Politikası Sitemizi kullanarak; Çerez Politikamızı, Gizlilik Politikamızı ve Hizmet Şartlarımızı okuduğunuzu ve anladığınızı kabul edersiniz.. Başarılı.. Kopyalandı..
Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol sözü ile ilgili kompozisyon” içi dışı bir olmalıdır. İçimiz ne ise dışımız da aynı olmalıdır. Yani sözlerimizde ve davranışlarımızda tutarlı olmalıyız. Böyle olursak insanların güvenini kazanmış oluruz. Bunun tam tersi durumda sözümüz farklı davranışlarımız farklı olursa kimsenin bize güvenmesini de bekleyemeyiz. Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” sözü insanın içiyle dışının aynı olması gerektiğini vurgulamaktadır. Görünüşte iyi olan biri aslında içten içe kötü ise bu durum çok yanlıştır. Nasılsak öyle olmalıyız. Dış görünüşümüzle iç dünyamız aynı olmalıdır. Mesela gerçekte çok fakir biri isek görünüşte zengin gibi davranırsak bu insanlarla olan iletişimimizi de olumsuz yönde etkiler. Olduğumuz gibi görünmezsek, herkes bizden uzaklaşır. Dolayısıyla gerçekte ne isek insanlara da o yüzümüzü göstermeliyiz. Dışarıdan bakınca farklı ancak iç dünyamızdaki kişiliğimiz farklı olmamalıdır. Ne isek öyle görünmeliyiz. Başka bir örnek vermek gerekirse aslında başkalarının arkasından iş çeviriyorsak ancak dışarıya iyi niyetli biriymiş gibi görünürsek bu da çok yanlış bir tutum olur. Gerçekte nasılsak dış dünyaya karşı da öyle olmalıyız. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol sözü bunu anlatmak istiyor.
ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol kompozisyon örnekleri