J6zz. Güncelleme Tarihi Eylül 08, 2021 1613Oluşturulma Tarihi Eylül 08, 2021 1613Safer ayı duası nasıl okunduğu ile Müslümanların gündeminde yer alıyor. Safer ayı 2021 yılında 8 Eylül'de başladı. Kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ay olan bu ayın uğursuz olduğu anlayışının dinimizde yeri bulunmuyor. Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamberin yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılır. İşte safer ayı içerisinde okunan dua ile ilgili bilgiler1/4Safer ayı duasının okunuşu ile ilgili bilgiler yoğun ilgi görüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan takvime göre 2021 yılında safer ayı 8 Eylül'de başladı. Safer, kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış Cahiliye dönemine ait olup, dinimizde yeri yoktur. İşte safer ayı duası ile ilgili bilgiler2/4SAFER AYINDA OKUNACAK DUA VAR MIDIR? Safer, kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış Cahiliye dönemine ait olup Ebû Dâvûd, Tıb, 24, dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber böyle bir anlayışı reddetmiş ve “Safer ayında uğursuzluk yoktur” buyurmuştur Buhari, Tıb, 19. Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamberin yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da AYI DUASI İLE İLGİLİ BİLGİLERBazı kaynaklara göre Safer ayında şu dualar okunmalıdır Bismillâhirrahmânirrahîm Allah’ım; hamd ve şükür Sana mahsustur! Minnetim Sana’dır! Ben Senin kulunum; ve ben bundan dolayı huzurluyum! Nefsimi, dînimi, dünyamı, âhiretimi, işlerimin sonunu ve amelimi Sana emânet ediyorum. Bütün Muhammed asm ümmetini Senin gücünün, havlinin, kudretinin ve kuvvetinin şiddetinden, Sana emânet ediyorum! Muhakkak Sen, emâneti koruyansın; hükmü nâfiz olansın; kazâsı gâlib olansın! Safer ayı duası Arapça okunuşu4/4Yâ Ahkeme’l-Hâkimîn ve yâ Esrae’l-Hâsibîn ve yâ Ekrame me’mûlin ve ecvede mes’ûlin yâ Hayyu yâ Kayyûmu yâ Kadîmü yâ Ferdu yâ Vitru yâ Ehadu yâ Samedu yâ men lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû küfüven ehad! Yâ Azîzu Yâ Vehhâbu Salla’llâhu alâ hayr-i halkıhî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma’în! Âmin!
İş bulamayan iş bulur. Rızık isteyen rızık bir zat buyurdu ki Ömrü hayatımda bu duayı öğrendiğimden beri bu dua ile istediğiniz bir işin öncesinde bu duayı okumak o işin olması yönünde çok tesirli olacaktır. Her gün 9 veya 11 defa Sabah namazlarının arkasından sonra veya 5 vakit namazların arkasından 3 defa okumak namazından sonra 11 defa okunması, Cumadan Cumaya tekrar edilmesi Allahû Ya Allahû Ya Allah!Ya Ehadû Yâ Ehadû Ya Ehad!Ya Vahidû Ya Vahidû Ya Vahid!Ürzûgnî minhüm şey’en ve in hüm Allah! Ey Allah! Ey Allah! Ey Ehad! Ey Ehad! Ey Ehad! Ey hiçbir vasfında hiçbir varlıkla ortaklığı olmayanEy Vahid! Ey Vahid! Ey Vahid! Ey ortağı ve misli bulunmayan Onlar her ne kadar bana bir şey vermekten yüz çevirseler de Sen yine de bir şeyi vesile ederek beni onlardan duayı okursanız karşınızdaki ne kadar istemese de mutlaka ondan rızkınızı alırsınız.
Kayıtsız Üye Esmaül hüsna sırları nedir? Allahın güzel isimleriyle dualar – esmaül hüsnanın sırları – esmaül hüsna ile nasıl dua edilirCevap esmaül hüsna sırları Desert Rose Allahın güzel isimleriyle dualar – esmaül hüsnanın sırları – esmaül hüsna ile nasıl dua edilir Bu dualar zamanın müsait olmasına veya arzuya göre günde 11, 21 101 defa okunur Ancak buna başlamadan evvel Esmâ-ul Hüsnâ’nın tamamı okunmalı ve sonra bu dualara başlanılmalıdır Esmâ’ları okumadan önce de şu duanın okunması çok güzeldir Allahumme innî es’elüke bir cemî’i esmâikel husnâ küllihe, mâ alimne minhü ve mâ lâ na’lem Ve es’elüke bismikel azîmil ekberillezî men deâke bihi ecebtehü ve eşhedü biennehü HüvAllahullezî lâ ilâhe illâ Hû Mutluluk için Yâ Rezzâku, yâ Latîf Küfürden korunmak için Yâ Rezzâku, yâ Kahhâr Mahrûmiyetten kurtulmak için Yâ Rezzâku, yâ Rahîm Günah arzusu, zulüm ve nifaktan korunmak için Yâ Vehhâbu, yâ Rezzâku, yâ Fettâh Sevgi kapısını açmak için ve her işin başında Yâ Allahu, yâ Fettâh Meleklerin ve sâlihlerin yardımı; bolluk, rızık, galibiyet, korunmak, bereketsizliğin kalkması ve habîs ruhlardan korunmak için Yâ Kâbidu, yâ Bâsitu, yâ Hâfıdu, yâ Râfi’ Dilek ve mağfiret için Yâ Alîmu, yâ Semî’u, yâ Basîr Nefse galip gelmek için Yâ Hakemu, yâ Adlu, yâ Latîf Cinlerden korunmak için Yâ Ğaffâru, yâ Settâr Tecellîlere kavuşmak ve mükemmel insan olmak için Yâ Ğafûru, yâ Settâru, yâ Aliyyu, yâ Şekûru, yâ Kebîr Şefkat denizinin kapısını açmak için Yâ Mucîbu, yâ Rahîm Rahmet kapılarının açılması için Yâ Mevlâ, yâ Mucîbu, yâ Vâsi’ Nefs ve şeytanı yenmek, itikadı güçlendirmek, zulüm ve şerlerden korunmak, kin ve hasetçilerinin duygularını izâle etmek ve ibâdetlerden lezzet almak için Yâ Hakîmu, yâ Vedûd ve Yâ Mecîdu, yâ Bâis ve Yâ Şehîdu, yâ Hakk Mahlûkat tarafından sevilmek için Yâ Hakîmu, yâ Vedûd Darlık ve zafiyet zamanlarında Yâ Vekîlu, yâ Kaviyyu ve Yâ Metînu, yâ Hamîd ve Yâ Veliyyu, yâ Muhsi Mahrum olmamak ve duanın kabulü için Yâ Ğaniyyu, yâ Kaviyyu, yâ Kâdiru, yâ Azîz Ma’siyet ve şer arzusundan korunmak için Yâ Veliyyu Velâyet makâmından pay almak için Yâ Muhsî Bekâbillah makamına kavuşmak, bid’atlerden ve nefsin hevâsından temizlenmek için Yâ Bedîu, yâ Bâk,i yâ Vârisu, yâ Reşîd Zikir nûrlarının açılması için Yâ Metînu, yâ Veliyyu, yâ Hamîdu, yâ Muhsî Nefsî arzuların ve düşmanların ölmesi, kalbin açılması ve engellerin kalkması için Yâ Mübdi’u, yâ Mu’îd, yâ Muhyi’u, yâ Mumît, yâ Hayyu, yâ Kayyûm Sultânı zikirle müşâhede ve kalbin açılması için Yâ Hayyu, yâ Kayyûm Manevî yükselme, rahmetin inmesi ve azâbın kalkması için Lâ ilâhe illâ ente, yâ Hayyu, yâ Kayyûm Muhabbetullah ve rahatlıkla ibâdet edebilmek için Yâ Vâcidu, yâ Mâcidu, yâ Vâhidu, yâ Samedu Vecd cezbe için Yâ Vâcidu, yâ Mâcidu Latîfelerin yükselmesi için Yâ Vâhidu, yâ Ehadu, yâ Samedu Vahdet makâmına ulaşmak ve günahların affı için Yâ Hû, yâ Allah, yâ Ehad, yâ Samed Nûrları müşâhade esnasında dayanabilmek için Yâ Kâdiru, yâ Muktediru, yâ Kaviyyu Kötü ahlaktan arınmak, düşmanın helâki ve hasetçilerin belâya dûçâr olması için Yâ Kâdiru, yâ Muktediru ve Yâ Mukaddimu, yâ Muahhiru Hayırlıların seni anması, hayra kavuşmak, marifet cevherlerinin açılması, gaybe vukuf ve iman üzere ölmek için Yâ Evvelu, yâ Âhiru, yâ Zâhiru, yâ Bâtinu Rüşd yolunu bulmak için Yâ Vâli, yâ Müteâli, yâ Berru, yâ Tevvâb Dînî ve dünyevî zararları defetmek, rûh ve bedenin gıdasını celbetmek için Yâ Mâni’u, yâ Darru, yâ Nâfi’u Nûra kavuşmak için Yâ Nûru, yâ Hâdi Havf ve recâ kapısının açılması için Yâ Tevvâbu, yâ Müntekimu ve yâ Afuvvu, yâ Raûfu ve Yâ Mâlikülmülk Hak ve istikâmet üzere sebât için Yâ Muksitu, yâ Câmi’u ve Yâ Ğaniyyu, yâ Muğni Sinir sistemini yatıştırmak ve acelecilikten korunmak için Yâ Sabûru, yâ Settâr ve Yâ Sabûru, yâ Tevvâb Cinlerin sana musahhar olması, cinlerin, büyücülerin ve sihirbazların sana tesir ve tahakküm edememeleri için – 171 defa- Yâ Mâlikülmülki, yâ Zel Celâli velikrâm Gazab,öfke ve şehvetten kurtuluş ve emân ve emniyet için Her namazdan sonra 36 defa- Yâ Selâmu, yâ Mü’minu, yâ Müheyminu Bela, zulüm ve mikroplara karşı -40 defa- Yâ Azîzu, yâ Cebbâr Rızık ve bağışlanmak için ve zulme uğranıldığında -100 defa- Yâ Ğaffâru, yâ Kahhâr, yâ Vehhâbu, yâ Rezzâk Sâlih bir erkek evlâda kavuşmak için, eşi ve kendisi, buluşmadan önce 10’ar defa Yâ Mütekebbiru demelidirler Zorlukla karşılaşınca, zulme uğrayınca ve intikam almak için 1000 defa- Yâ Azîzu, yâ Câbiru külli asîr Allah teâlânın güvencesi altına girmek ve mağlubiyetten kurtulmak için -7 defa- HasbiyAllahu lâ ilâhe illâ Hû aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbul arşil azîm -ve 100 defa- Yâ Kaviyyu -ve 100 defa- Yâ Vekîlu -ve 100 defa- lâ havle velâ kuvvete illâ billâhilaliyyil azîm Bekâbillah için -500 defa- Yâ Bâkî, entel Bâkî Murâkabe için Yâ Vâli, yâ Müteâli, yâ Berru, yâ Tevvab esmâları 100 bin salâvât-ı şerîfeye bedel olan şu salâvât-ı şerîfe ile birlikte okunmalıdır Allahumme sallî ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin en-nûruzzêti, vessırrissêri fî cemî’il esmê’i vel esêri vessıfât Rızık ve aile fertlerinin salâhı için Yâ Allahu, yâ Fettâh Allahumme salli alâ nûril envâri ve sırril esrâri ve tıryâkil ağyâri ve miftâhi bâbitteysâri seyyidinâ Muhamedinil muhtâri, ve alâ âlihil ethâri ve ashâbihil ahyâri adede niamillêhi ve ifdâlih Allahumme yâ Fâtirassemevâti vel ardı, Âlimel ğaybi veşşehêdeh, ente tahkümü beyne ibâdike fîmâ kênü fîhi yahtelifûn Rabbi evzi’nî en eşküra ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele amelen sâlihan terdâhu ve aslıhlî fî zürriyyeti İnnî tübtü ileyke ve innî minel müslimîn Allahumme sallî ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi adede kemêlillêhi ve kemâ yelîku bir kemêlihCevap Esmaül Hüsna DinimiSevdim ALLAH senden razı olsun. Çok hoş olmuş. Eline Esmaül Hüsna hmet Risale-i Nur ve Esma-i Hüsna Esma-i hüsna… Yani Allah’ın güzel isimleri. Güzel olmayan isim var mıdır ki? Zaten esma hüsna değil midir? Annenin şefkati, babanın fedakarlığı, çocukların masumiyeti, yaprakların sanatlı yapısı, yağmur damlaları, göz kapağı, elimizin hareketleri… ve daha nice güzellikler birer esma parıltısıdır. Hayat, görebilene esma dersi verir her an. Her olay O’nun hüsna olan isimlerinden izler taşır. Ve insan… Esma’ya ayna olsun diye en güzel şekilde yaratılmış biricik varlık. Kainatın gözbebeği. Esma tecellilerinin seyredicisi. Esma’ya ayna olsun diye yaratılan biz insanlar, kainatta ki esma tecellilerinin ne kadar farkındayız? Bildiğimiz gibi Esma-i hüsna üzerine belki de yüzlerce kitap var. Hepsi de birbirinden değerli kitaplar. Ve genel olarak bu kitapların esma’yı anlatma yöntemleri de az çok aynıdır. Genel olarak bu tür kitaplarda 99 esma olarak bilinen isimler üzerine açıklamalar yapılır. İsimlerin ne anlamlara geldikleri anlatılmaya çalışılır. Bazılarında da isimlerin belli sayılarda söylenerek bazı manevi neticelere ulaşma yolları gösterilmeye çalışılır. Said Nursi de başta Sözler’ eseri olmak üzere Risale-i nur’un genelinde bu konu üzerinde durmuş ve insanın esma’ya ayna olduğunu belirtmiştir. Ama risale-i nur’un esma’ya bakışı diğer kitaplara göre biraz farklıdır. Aslında bakışı değilde esma’yı anlatma şekli farklıdır dersek daha doğru söylemiş oluruz. Risale-i nur’da esma dersi diğer kitaplardan farklı olarak didaktik bir üslupla anlatılmaz. Yani isimlerin ne anlama geldikleri gibi konular üzerinde durulmaz. Daha çok esma’nın hayatımıza yansımaları anlatılır. Yani pasif bir esma dersinden çok, hayatı saran, hayatın her alanında kendini gösteren, hayatın damarlarında dolaşan sıcak ve aktif bir esma dersi verilir. İnsanın kendi fıtratında ki ve kainatta ki esma parıltılarını görmesi amaçlanır. Bu bakımdan Birinci Söz’e konu olan acz ve fakr konusuna esma penceresinden bakarsak Risale-i nur’un nasıl bir esma dersi verdiğini biraz daha anlamış oluruz. Bildiğimiz gibi birinci sözde yolculuğa çıkan her iki adam da dünya çölünde birer seyyahtır. Aynı zamanda acz ve fakr’likleri hadsizdir. Düşmanları ve ihtiyaçları da nihayetsizdir. O halde bu adamların acz ve fakr’larını bilecek, ihtiyaçlarını giderecek Bir’ine ihtiyaçları vardır. Ancak bu adamların her türlü ihtiyaçlarını giderecek, kendilerini emniyette tutacak Bir’ini bulabilmeleri için öncelikle kendi durumlarının farkında olmaları lazım. Kendi durumunun farkında olmayan bir insan, o Bir’ini bulamaz.. Yani ancak kendi acizliğinin farkında olan birisi Kadir ve Rahim olan birini arar. İhtiyaçlarına elinin yetişmediğini fark eden ve kabul edenler bir Malik-i ebedi’yi arar. Murat Akgün esmaül hüsna nedir, latifeler ve sırları, sırlı esma ül hüsna duası
İşlerinizin kolaylaşması için ARADA BİR ZİKİR ÇEKMEK "Yâ Allahû,Ya Allahû, Yâ Allah... Yâ Ehadû,Ya Ehadû,Yâ Ehad... Yâ Vahidû,Ya Vahidû,Yâ Vahid.. Erzûgni minhüm şey'en ve in hüm ebev... "Amin!.. Amiin!.. Aaamiin..." * * * *BİR DİĞER,NASIP,KİSMET DUASI İŞLERİN RAST GİTMESİ İÇİN. *Ya Allah,Ya Rahman,Ya Rahim,Ya Hani,Ya Kayyum,Ya Hannân,Ya Mennân, *Ya Bediusemavativelard,Ya Malikimülk, *Ya Zülcelalı Velikram,Ya Gani,Ya Muğni, *El Cami,Ya Bediğ86 defa *BismillahiRahmaniRahim. * * * Her Namazdan Sonra,AmeneResülü ve Yatsı Namazından sonra da,Yâsin okumada fazilet,fayda vardır. *Bu hususta,Hocalarımız dahada bilgilidir. * * * *SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ'DEN,BİR NASIHAT "Çalışanların alın teri kurumadan,maaşlarını ödeyiniz,nasıbınız çoğalsın" KİSMETİNİZ,GÖL ve DENİZ GİBİ ENGİN OLSUN. * * * *KİSMET,NASIBİNİ BATI'DA ARAMAK İÇİN,YOLLARA DÜŞENLER. *PEKİ,NEDEN HEP BATI?! * * * *ANLI SECDEYE DEĞMEYENLERIN,DUASI NE NİCEDİR?! Benim,annem,babam namazlarını kılıyor;ben kılmasamda olur,diyenler! "ALLAHIM,İŞLEDİĞİM BÜTÜN GÜNAHLARDAN VE YAPTIĞIM BÜTÜN HATALARI AFFET. "Haram lokma yiyenler,hastalıktan kurtulmaz.!.." Sakın ha!..kul hakıyla karşıma çıkmayınız!" *Demeyinki, Hudâ şahidimdir,biline. Sosyol Bilimler,Tarih ve Çocuk Gelişimi.Pedagog
Bilâl b. Rabah Mekke’de ya da Taif ile Yemen arasındaki Serat’ta doğmuştu.[i] Cumahoğullarından adı bilinmeyen birinin belki de Ümeyye b. Halef’in kölesiydi.[ii] Zekâsı ve sesinin güzelliğiyle dikkatleri çekse de nihayetinde bir köleydi. Köle olarak doğmuş, köle olarak büyümüş Bilâl için hürriyet ya şarkılarda duyduğu bir kelime ya da masallarda anlatılan kuru bir hayal olmuştu. O, efendisinin sürüleri arasında gidip gelen, yalnızca ona hizmet etmek için yaratıldığını zanneden, Habeşli siyah bir kadının kara bahtlı çocuğuydu. Bilâl-i Habeşî İslam’ın henüz ilk günlerinde yüce İslam davetçisi Hz. Ebû Bekir’in davetiyle Müslüman oldu.[iii] O, Mekke’de Müslüman olduğunu herkesten önce ilan eden yedi kahramandan birisiydi.[iv] Onun Müslüman oluşu Kureyş’in ileri gelenlerini öfkeden çılgına çevirdi. Ümeyye b. Halef, Bilâl’in elbiselerini çıkartmış, ellerini ayaklarını zincirlemiş, Bathâ Vadisi’nde sırtüstü yatırıyor, üzerinde türlü işkenceler deniyordu. Bathâ Vadisi’nde zayıf bir köle aç susuz bırakılmış, demir bir zırhın içine konulmuş, zırh çölün şiddetli sıcağında kor ateşe dönmüştü. Vicdanlar kurumuş, bir damla su verilmiyor, Bilâl’in vücudu âdeta kavruluyordu. Yediği dayağın şiddetinden bayılıyor, ayıldığında ise “Allah bir!” diye haykırıyordu. Nasıl dayanabiliyor; neden hâlâ direniyor; putları övecek, zalimlerin gönlünü hoş edecek bir çift sözü neden söylemiyordu? Bu sabrı, bu gücü nereden buluyordu? Bu durumu bir türlü anlayamayan zalimler, öfkeden kudurmuş bir şekilde zulümlerini kat be kat artırıyorlardı. Kim Daha Güçlü? Ümeyye b. Halef, Bilâl’in göğsüne büyük bir kaya parçası koydurmuş, tepesinde dikilmiş soruyor Kim daha güçlü, efendin mi yoksa bir olduğunu söylediğin Rabbin mi? Bilâl korkuyu çoktan öldürmüş, güçlükle de olsa haykırıyor “Allahu ehad, Allah bir!”[v] Efendileri “Öyle söyleme, bizim dediğimiz şeyleri söyle.” dediklerinde, Bilâl dilim dönmüyor, diye cevap veriyor.[vi] Siyah bir köle Mekke’nin ileri gelenlerini, kendilerini şehrin sahibi zanneden müstekbirlerini mağlup etti, onları çaresiz bıraktı. Bilâl’i öldürseler onun kahraman olacağını, bıraksalar âleme rezil olacaklarını düşündüler. Ne yapıp etmeli, bu kölenin inadını kırmalı, iradesini ele geçirmeli, Bilâl İslam’dan vazgeçip Muhammed aleyhisselam’ı terk etmeli, insanlar onu Allah Rasûlü’ne hakaret ederken görmeliydi. Böylece diğer kölelere ibret olacak, artık kimse Müslüman olmayı aklına bile getirmeyecekti. Ama olmadı, Habeşli siyah köle direniyor, o direndikçe Kureyşli firavunların iktidarı derinden sarsılıyordu. Ümeyye çaresiz, düne kadar bana parmaklarımdan daha itaatkâr olan Bilâl ne oldu da değişti, nasıl oluyor da bunca işkenceye, tarifsiz acıya tahammül ediyor, diye düşünüyor; imanı ve imanın verdiği sınırsız gücü aklı almıyordu. “Vallahi, ya Muhammed’i inkâr eder, Lat ve Uzza’ya taparsın ya da ölünceye kadar bu hâlde kalırsın.” diyerek tehditler savurduğunda Bilâl hiç de oralı olmadı. “Ehad Ehad!” diyerek kararlılığını ortaya koydu[vii] ve ekledi “Vallahi, onları kızdıracak daha ağır bir söz bilseydim onu söylerdim.”[viii] Nihayet Ümeyye Bilâl’in boynuna bir ip geçirip onu şehrin serserilerine teslim etti. Bilâl ve Âmir b. Füheyre Mekke sokaklarında sürükleniyor; onların sloganları Mekke vadilerinde, dağlarında, sokaklarında yankılanıyordu “Biz Lat, Uzza ve Buvane’yi reddediyoruz. Allah birdir, Ondan başka ilah yoktur.”[ix] Bilâl’in işkence altında dilinden düşürmediği “Ehad” ifadesi mazlumların, şiddet gören kölelerin, fakir ve gariplerin parolası olmuş; Mekke çözümsüz, Ümeyye ve Ebû Cehil çaresiz kalmıştı. Ebû Bekir Efendimizdir Hz. Ebû Bekir, İslam’ın yüce kahramanı, peygamberlerden sonra insanlığın ulaşabileceği zirve noktası. Yüzü, gönlü tertemiz bir Allah dostu. Kaç zamandır Bilâl’i düşünüyor, Bilâl’in yediği kırbaçları, dayakları, göğsüne konan kayanın ağırlığını, çöldeki demirin nasıl da yaktığını yürekten hissediyor; kardeşi Bilâl’i nasıl kurtaracağının hesabını yapıyordu. Sonunda zalim Ümeyye’nin karşısına çıktı “Daha ne zamana kadar bu zavallıya zulmedeceksin? Hiç mi Allah’tan korkmuyorsun?” Ümeyye, Ebû Bekir’e nefret dolu bir ifade ile baktıktan sonra Onu bu hâle sen getirdin. İnancını sen bozdun. Çok istiyorsan sen kurtar, dedi. Ebû Bekir zaten bunu bekliyordu. Benim yanımda Bilâl’den daha güçlü kuvvetli bir köle var. Üstelik senin dininden. Bilâl’in karşılığında onu sana vereyim. Ümeyye bu teklifi kabul edince Ebû Bekir Bilâl’i aldı ve Allah rızası için azad etti.[x] Başka bir rivayete göre Ebû Bekir Bilâl’e karşılık çok yüklü bir servet ödedi. Ümeyye parayı aldıktan sonra, “Sen zararlı çıktın. Bir dirhem bile ödeseydin onu sana verirdim.” deyince Ebû Bekir’in cevabı suratında patladı “Yüz altın dahi isteseydin öder, Bilâl’i senden alırdım.”[xi] Hz. Ömer bu tatlı hatırayı anlatır ve şöyle derdi Ebû Bekir efendimizdir ve efendimizi azad etmiştir, yani Bilâl’i.[xii] Bilâl, o günden sonra Efendimizden hiç ayrılmadı ve O’na hizmet etti. Böylece şereflerin en büyüğüne erdi. Medine’ye hicret ettikten sonra İslam Devletinin hazine bakanı oldu. Mekke sokaklarında “Allahu Ehad!” diye haykıran köle Bilâl’e Cenab-ı Hakk “Allahu Ekber” diye ezan okumayı nasip etti. O, İslam’ın ilk müezzini oldu. Mekke fethedildiğinde Kâbe’nin damında ezan okuyan, Kudüs’te “Allah en büyüktür” diye haykıran Bilâl-i Habeşî idi. Ömrünün sonlarında cihad meydanlarındaydı. Efendimizin Refik-i A’la’ya gidişinden sonra O’nun hasretiyle yanan Bilâl ölümü sevinçle karşıladı. Yarın sevgilime, Muhammed ve arkadaşlarına kavuşacağım diye gülümseyerek Rabbi’ne yürüdü.[xiii] [i] Zehebi, Siyeru A’lamunnübelâ,I,351. [ii] Belâzurî,Ensâbu’l-Eşrâf,I,184. [iii] Belâzurî,Ensâbu’l-Eşrâf,I,184; Mustafa Fayda,Bilâl-i Habeşi,VI,152. [iv] İbn Sa’d,Tabakat,III,232. [v] Ahmed b. Hanbel, Müsned,I,404; İbn Sa’d,Tabakat,III,233. [vi] İbn Sa’d,Tabakat,III,232; İbn Esir,Üsdü’l-Ğabe,I,243. [vii] İbn Hişâm,Sire,I,340. [viii] Zehebi,Siyeru A’lam,I,352. [ix] İbn Sa’d,Tabakat,II,232. [x] İbn Hişâm, Sire,I,340. [xi] Zehebi,Siyeru A’lam,I,353; Ebu Nuaym,Hilyetu’l-Evliya,I,150. [xii] Buhârî, Fezâilu Ashâbi’n-Nebî 23. [xiii] Zehebi,Siyeru A’lam,I,359.
ya ehadu ya ehadu ya ehad